İstismarın her türlüsü karmaşıktır ve anlaşılması, yön vermesi, tanımlaması zordur. Fakat bütün istismarların içinde en zor anlaşılanı duygusal istismardır. Fiziksel istismara uğratılan ilişkilerde somut olarak kanıtlar ve acı hissederiz. Bunun da ötesinde duygusal şiddet ileri derecede çok yönlü ve daha da önemlisi toksik bir oyun haline gelebilir. Sürekli olmayan, tahmin edilemeyen şekilde kendisini gösterir. (kıskanmak ve ona sahip olduğunu hissetmek arasındaki çizgi gibi) Duygusal istismarın uyarı sinyalleri çok daha soyut olsa da, psikolojik ve duygusal olarak zararı çok ciddi boyutlarda olabilir.

Peki, Duygusal İstismar Nedir?

Duygusal istismar birini psikolojik, fiziksel olmayan manipülasyonlarlakontrol etmeye çalışmaktır. Bu kendisini eleştiri, utanç duyma, ceza tehditleri ya da iletişim kurmayı reddetme formlarında gösterebilir.

Duygusal İstismar İçeren İlişkiler (The Emotionally Abusive Relationship) yazarı Beverly Engel’a göre, “Duygusal istismar karşısındakini kontrol etmek için fiziksel olmayan davranışlara başvurarak cezalandırma, diğer insanlardan uzaklaştırma, aşağılama ve korkutma eylemleridir.” 

Yani duygusal istismarın ilişki hayatımızda nasıl rol oynadığını anlamak ve tanımlayabilmek için, kendimiz ve değer verdiğimiz diğer insanların da yararına olması adına “Women for One” kurucusu ve “Your Messy Brilliance” yazarı Kelly McNelis ve TAO Connect kurucusu ve bilim şefi uzman Sherry Benton ile görüşmeler sağlandı.

Duygusal İstismar Yaşadığımızı Anlamak Neden Zor?

Fiziksel ve duygusal şiddet farklarını tam olarak ayırt edebilmek için farklı davranışlar ve uyarı işaretleri mevcuttur. Eğer birisi fiziksel olarak şiddete eğilimliyse bu dışa yöneliktir ve bellidir. Çoğu zaman duygusal şiddet içeren ilişkilerde içedönük ve soyut etkiler görülür. Duygusal şiddet görülen ilişkilerin birçoğunda ilişki çok harika mükemmel ve tam yolundaymış gibi ilerler. Problem kendi içerisinde çok yavaş ilerler ve zamanla çok daha kötü bir hal alır. Ve her seferinde bu negatif durumlara o kadar alışırsınız ki, bunu tanımlamak ve doğal olarak terk etmek gittikçe zorlaşır.

Kendinizi “Bir dakika, bir problem var. Bu benim kendi hayatım için istediğim şey değil.” derken bulabilirsiniz. Eğer ilişkiniz çok da iyi başlamadıysa ve problemler ilk günden kendini göstermişse zaten o ilişkinin devamını getirmeniz pek mümkün değildir. Şöyle bir örnek ele alalım, eğer bir kurbağayı kaynamış suya direk atarsanız çığlık atar ve kaçmaya çalışır. Ancak normal ısıda bir suya atıp suyu yavaş yavaş ısıtırsanız ölene kadar orada kalmaya devam edecektir. Bunun benzerini ilişkilerde de yaşamak mümkündür.

Duygusal Şiddetin 15 Göstergesi

Duygusal şiddetin göstergeleri farklılık gösterebilir. Ancak özünde aynı tarzda bir acı vardır.


Kontrol: Eğer listelenecek olan diğer göstergeler duygusal şiddetin yapı taşlarıysa, kontol etmek onları bir arada tutan tutkal gibidir. Sıklıkla istismarcının altta yatan motivasyonu karşısındaki insanı somut ya da soyut bir biçimde kontrol altında tutmak istemesidir. Örneğin somut olarak günlük hayat rutininiz ya da arkadaşlık ilişkileriniz bir şekilde kısıtlanıyordur. Ya da daha kişisel olarak sizin özgüveninizi ya da özgürlüğünüzü kısıtlayıcı iğnelemelerde bulunuyordur.

Açığa Çıkarmak: Sağlıklı bir ilişkide partneriniz sizin endişelerinizin farkındadır ve bunları saygılı bir şekilde açığa çıkartır. Ancak duygusal istismarın olduğu bir ilişkide partnerinizi sizin zayıf yanlarınızı yüzünüze  vururken bulabilirsiniz. Sizi nereden vuracağını çok iyi biliyordur. Sizin iyi olduğunuz noktaları küçümseyebilir, kendinizi beceriksiz hissettirebilir ve böylelikle sizin ona karşı boyun eğici davranışlarınızı garantilemiş olacaktır.

Bağırmak: Hepimiz zaman zaman sesimizi yükseltebiliriz. Ancak neredeyse birçok tartışma sözlü kavgaya dönüşüyorsa ve işin sonunda bir kişi üste çıkıyorsa kırmızı alarm demektir. Bağırmanın kendisi bile yapıcı bir tartışmanın varlığını zorlaştırırken, gücün en yüksek sesli insana ait olduğu bir ortamda dengesizlik mevcuttur.

Göz Korkutmak: Kişinin kendisini savunmasız, korku, ezilmiş hissettiği her hareket sindirme içine girer. Bu durum bağırmakla, agrasif hareketlerle, yıkımlarla (bardak fırlatmak, duvara yumruk atmak gibi) sınırlı değildir. Bazen kendisini silahlara başvurarak tehdit davranışında bulunmak da görülür.

Yersiz Eleştiri: Yersiz yere fazlasıyla eleştiride bulunmak, partnerine lakaplar takmak, küçümseyici konuşmalar yapmak eleştiriler kapsamına girer. Eğer partneriniz yaptığınız davranışın sonucundan çok sizin kişiliğinize veya kalitenize karşı yersiz eleştirilerde bulunuyorsa kırmızı alarm çalıyor demektir.

Aşağılama: İlişkilerde en önemli taşlardan biri kendi duygularından, hislerinden bahsedebilmek ve kendi ihtiyaçlarının karşılanması için yardım istemektir. Karşımızdaki insanın bizi anlayacağına dair bir beklenti içinde oluruz. O kişi de kendince en iyi şekilde bizi anlamaya ve ihtiyaçlarımıza cevap vermeye çalışır. Sorunlarımıza direk çözüm bulamasalar bile çabaladıklarını biliriz. Ama eğer bir ilişkide aşağılama söz konusuysa anlaşıldığınızı hissetmeniz pek mümkün değildir. Kötü amaçlı alay etmeler, kibirli konuşmalar, tiksinmeler, empatik davranış sergileyememe gibi durumlar bu kategoriye girer. Tabi ki fak şakalaşmalar ilişkide olması gereken bir kavramdır. Ancak kaynağında sizi kırmak var mı yok mu iyi ayırt etmek gerekir.

Savunmaya Geçme: Eğer sürekli kendinizi korumanız gerektiğini hissediyorsanız ya da karşınızdaki insanın sizi sürekli kendinizi savundurucu sözleri oluyorsa aranızdaki ilişki kesin olarak negatif düzeydedir. Aşkın, desteğin, ilginin yokluğudur. Sanki bir savaştaymışsınız gibidir ve sürekli zırhınızı giymek zorundasınızdır.

Tehdit: Şantaja uğrama, ölüm ya da fiziksel tahribat tehditleri ve diğer göz korkutucu söylemler derin izler bırakır. Genellikle tek bir amaç içindir, karşısındaki kişiyi köşeye sıkıştırmak ve ilişkiden kaçmasını engellemek.

Sessizliğe Bürünmek: Sizinle iletişime geçmeyi bir şekilde reddeder ve adeta kendisini kapatır. Bu aynı isim takma ya da aşağılama, savunmaya geçirme kadar tehlikelidir çünkü bir insan sizinle iletişimi reddettiği zaman sizi reddettiğinin ve size değer vermediğinin mesajını verir. Sizinle iletişime geçmemelerinin nedeni aslında sizi kendi içlerinde terk etmeleridir.

Suçlama: Kişi farkında olmadan bütün bu muameleyi ve mutsuzluğu hak ettiğine dair çok önceden manipüle edilmiştir. Bu durumda döngüyü kırmak çok zordur. Bir diğer adımda ise kişi kendisinde utanç hisseder ve partnerinin ona istismar uygulamasına izin verir.

Şüphe: Bu senaryoda kişi karşısındakinin sürekli olarak kendisinden, geçmişteki anılarından, hatta kendi akıl sağlığından şüphe etmesini sağlar. Eğer kendi endişeleriniz ya da hatırladığınız bazı olaylar “yanlış”, “aptalca” ya da “saçma” olarak karşılanıyorsa belki de tam olarak bu senaryoyu yaşıyorsunuz.

Yalnızlaştırma: Eğer ilişkinizdeki psikolojik şiddet yayılmışsa, ailenizi ve arkadaşlarınızı da etkiler. Genellikle duygusal istismarın altındayken partnerimizden başka kimsenin bizi tam olarak anlayamadığını ya da önemsemediğini düşünürüz. Bu fiziksel ve duygusal yalnızlaşma kendimizi bir adada yaşıyormuşuz gibi hissettirir, sevdiklerimizden ve değer verdiklerimizden ayrı olarak.

Dengesizlik: Eğer aranızdaki iletişim sürekli olarak parterinizin ani duygu değişimleriyle sekteye uğruyorsa, bu bir sağlıksız ilişki işaretidir. Bir sıcak bir soğuk, aynı Dr. Jekll ve Mr. Hyde hikayesine benzer şekilde o an hangi yüzünü göreceğinizi bilemezsiniz. Eğer partneriniz ellerinde çiçeklerle geldiği akşam bir olay sonunda kıyameti koparıyorsa kırmızı alarm çalıyor demektir.

Geri Çekilmek: Bu durum partnerlerden birinin karşısındaki kişiye yönelik gerek ceza gerekse sonlandırma amaçlı mahrumiyet yaratmak durumudur. Bu durum para alışverişinde, cinsel aktivite halinde ve hatta karşılıklı konuşma sırasında bile kendisini gösterebilir.

Suçluluk: Aşırı suçluluk duygusu ilişkide ayak bağı olabilir. Duygusal istismar durumunda bir partner ilişkinin şu anki halinden sorumlu olduğunu ya da partnerinin bu şekilde davranmasının nedeninin kendisi olduğunu düşünebilir.


(Adapted from Hadley Mendelsohn)