Öncelikle bahsettiğiniz ilişkide karşılıklı bir ilginin varlığı söz konusu.
Öyle ki 1,5 ay gibi bir süredir, birbirinize hayatınızda yer açıyorsunuz.
Fakat tam bu noktada, karşı tarafın size hayatında nereyi açması gerektiği konusunda akıl karışıklığı yaşadığını düşünüyorum.
Buna sebep olarak da, sevgisizlik ya da sizin aşırı sevgi halinizden ziyade, ilişkilere ve hayata bakış açısı farklılığının olduğunu düşünmekteyim.
Bu noktada da, esasında siz elinizden geleni yaptığınızdan, biraz inzivaya çekilmeniz hem kendiniz hem de karşı taraf için en sağlıklısı olacaktır.
Çünkü, kaçma-kovalama tarzı ilişkilerde, kovalayana ''dur'' deriz ki, kaçan da kaçmayı bıraksın.
Bu hem size duygularınızı yaşama ve sindirme ile mantığınızı biraz daha devreye sokma şansı verirken, karşı tarafın da olan bitenleri anlamlandırması için aslında bir zaman biçmiş olacak.
Çünkü, aşırı ilgi kısmında, '' bir şeye çok yakından bakarsak, onu görmemeye başlarız'' noktasında haklılığınız bulunmakta.
Eğer bir ilişkiden söz ediyorsak, bu yakınlığın iki taraf açısından da eşit, eşite yakın sağlanmasını isteriz.
Çünkü ilişki, ''iki'' kişiliktir.
Buradan hareketle, bu dinamiğin böyle gidebilme ihtimaline karşı da esasında, sizin bu ilişkiye bu şekilde devam edip edemeyeceğinizi düşünmeniz yararlı olacaktır.
Örneğin, 1 sene sonra kendinizi bu ilişkide nerede görüyorsunuz?
Bu gördüğünüz tablodan memnun musunuz? gibi soruların cevabını vermeniz kıymetli, çünkü size atmanız gereken adımın yönünü söyleyecek.
Buradan hareketle, ''yazsam mı beklesem mi?'' sorunuza ithafen, biraz kendinize ve bu sürece zaman vermenizin en sağlıklı olacağını, ve, bu süre içerisinde, karşıya beslediğiniz bu anlamlı sevgiyi, bir nebze de olsa kendinizle paylaşmanızı isterim.
İşte o zaman, korkularınızdan arınmaya başladığınızı, ilişkilerinizdeki sorunların da azaldığına şahit olacaksınız.
Sevgiler :)