Yazdıklarınızdan esasında, ''düşüncelerinizin'' size ne denli eziyet verdiğini görebiliyorum.
Öyle ki aslında buraya yazarak, sağlıklı baş etme mekanizmaları geliştirmeye çalışmak istediğinizi anlıyorum.
Bunun için, ilk yapacağınız şeyin, ''düşüncelerinizle konuşmamak'' olmasını isterim.
Öyle ki, bu düşünceler size huzursuzluk vermek için, sık sık uğruyorlar.
Siz her onlarla konuştuğunuzda, bir sonraki gelişlerini de, adeta garanti altına alıyorlar.
Eğer onlar geldiğinde, müdahale etmez, geçip gitmelerine izin verirseniz, ilk sağlıklı adımınızı gerçekleştirmiş olacaksınız.
Bunun yanına, ''kontrol davranışlarınızı bırakma''yı da eklerseniz, esasında, yükünüzden kurtulduğunuza şahit olacaksınız.
Bunun için, biraz zorlanmaya ve sebat etmeye ihtiyacınız var.
Çünkü aslında, her bir davranışınızın nedeni olarak, sevginin büyüklüğü olduğunu ve pek tabii, bu güzel ilişkiyi kaybetmeme niyeti olduğunu görebiliyorum.
Fakat ''ya olursa fikri'' esasında size asıl eziyet veren şey.
Çünkü sevgiliniz hala sizin yanınızda, sizi seviyor.
Bunu kanıtlamanın tek yolu ise, kontrol davranışlarınızı bırakarak, siz kontrol etmediğinizde de, sevdiğiniz kişinin hayatınızda olduğunu görmek olacaktır.
Hayat bazen, bir sınav sunacaksa, inanın bunu bütün çabalarımıza rağmen sunar.
Bize vermek istediği bir mesaj, öğretmek istediği bir öğreti varsa, insan olarak gerçekten de bunun önüne geçemeyiz.
Fakat umut vadeden şu ki, insanların, sınavların üstesinden gelebilmek gibi de, ayrıca bir gücü var.
Eğer korktuklarınızdan emin olmak istiyorsanız, onları özgür bırakın.
Psikolojinizden kaslarınıza kadar, ne kadar rahatladığınızı göreceksiniz.
Çünkü ne siz bir dedektifsiniz, ne de karşıdaki bir katil...
Kendinize bu şansı verin ve korktuklarınızın, hayalet olarak karşınıza çıktığında ''sen gerçek değilsin'' dediğiniz anda, uçup gittiğine şahit olun...
Sevgilerimle..