Merhaba,

Öncelikle yazdıklarınızdan yeni tanıştığınız ya da tanıdığınız biri ile iletişiminiz sırasında kendinizi ifade edemeyeceğinize yönelik bir düşünceniz olduğunu ve bu düşüncenin sonucunda rahatsızlık hissettiğinizi belirtmişsiniz. 

Öncelikle neden duygularınızı gizleme ihtiyacı duyduğunuzu anlamak çözüm için önemlidir. Bu süreçte nedenini anlamak ortadan kaldırmak için ilk adım olmalıdır.

İletişim kelime haznemizle de ilişkili olan bir durumdur. Bu nedenle  eğer yeterince kelime bilmediğinizi düşünüyorsanız ona göre hareket etmelisiniz. 

Yaşadığınız durumla ilgili olarak günlük konuşma dilinde kullandığınız kelime sayısını nasıl arttırabileceğiniz üzerine düşünmeniz faydalı olabilir. 

Başka bir durumda ise içinde bulunduğunuz durumun sosyal ortamlarda ortaya çıkması nedeniyle kaygı deneyimlemeniz sonucunda oluştuğunu ve bu nedenle yaşadığınız durumla ilgili olarak kaygı uyandıran düşüncelerinizin neler olduğunu düşünmeniz faydalı olacaktır. 

Daha sonrasında ise kendinize bu durumu açıklayabilir ve bu sefer duyguları- davranışları birbiri ile örtüşen şekilde davranabilirsiniz. Bu şekilde ilişkileriniz daha olumlu bir şekilde ilerleyecektir.

Kitap okumak kelime haznesini geliştirirken arada yaşanan durumlarda maruz bırakma sürecin daha hızlı bir şekilde ilerlemesine fayda sağlayacaktır. 

Sevgilerle..

Öncelikle sizi ''davranış'' anlamında zorlayan ve, eziyet verici ''duygulara'' neden olan şeyin, ''düşünceleriniz'' olduğunu söylemek isterim.

Öyle ki, '' ikili ilişkilerde çok sevince, çok sevdiğimi karşı tarafa hissettirince dalgaya alınacağımı ya da yok sayılacağımı düşünüyorum.'' dediğiniz noktada da, bu düşüncenizin içeriğini görmekteyiz.

Burada aslında, telkinden ziyade, bu düşüncelerinizin mantığının ele alınması, sizi kalıcı anlamda daha çok rahatlatacaktır.

Çünkü, normal şartlarda aslında, duygular, bizler yaşayalım, hissedelim, varlığımızı fark edelim diye vardırlar.

Aynı zamanda bu duygular, bir diğeri ile paylaşıldığında, onun da duygu durumunun iyiliğine ve, varlığını hissetmesine hizmet edecektir.

Bu noktada öncelikli olarak, duygularımızı çok yoğun yaşadığımız zamanlarda, sözlerin verilmemesi, kendi sağlığımız için anlamlıdır.

Çünkü, duygular çok yoğun olduğunda, adına 'duygusal sel baskını' dediğimiz bir kavram ortaya çıkar ve burada mantığı devre dışı bırakır.

Bir zaman sonra, duygularımızın etkisi hafifleyince, ''keşke'' dememek adına, burada zaten bu duyguların aktarımında, ''denge'' oldukça önemlidir.

Yani, ilk olarak duygunun kişinin kendi içinde yaşanması ve, aktarımının denge ile olması, sizin oldukça işinize yarayacaktır.

Nihayetinde ise, bir kişi ile duygularınızın paylaşımı neticesinde, dalgaya alınmanızın gerçekçi bir kanıtı var mıdır?

Esasında, bir kişi bu paylaşımınız sonrası, düşük bir ihtimal olsa da, size böyle gelecek olursa dahi, size eşsiz bir deneyim ile gelerek, hayatınıza kimi dahil edip kimi etmeme noktasında, ilişkisel anlamda sizi geliştirecektir.

Bu yok sayılma endişeniz için de geçerlidir.

Bu yüzden aslında, duygunun davranışın ve düşüncenin aktarımında dengeyi gördüğümüz sürece, ilişkinizden keyif alabileceğiniz gibi, karşı tarafa da o keyfi vereceksinizdir.

Bunu aşmanın tek yolu da, bu düşüncelerle beraber, fakat onlarla artık ''konuşmadan'', onların aklınızdan akıp geçmesine izin vererek, sadece edinmek istediğiniz deneyimi, hayata geçirmenizle olacaktır.

Çünkü her adım, bize bizi kazandıran, yolculuğumuzun anlamlı bir parçasıdır.

Sevgilerimle..