Öncelikle anneniz, pek tabii güdüsel olarak, sizi korumak istiyordur.
Fakat, buna dayanacak olacak nitelikte esasında, ''sürekli ayrılıp barışıyorduk başkaları giriyordu aramıza ayrıldığımız zaman.'' cümlelerinizin gerçekten yaşanmış olması söz konusu.
Bunun yanında, özlem duygunuzun epey ağır bastığını görüyorum.
Fakat aslında, özlem ortaya çıktığında muhatabı her seferinde, kendimizizdir, karşımızdaki değil...
Kendi güzel anlarımızı, anlılarımızı ve hislerimizi özler ve o ana dönmek isteriz.
Şu anda, o ana dönmek istediğinizi, ''Şu an baya zaman geçti üstünden olgunlaşmıştır diye düşünüyorum'' cümlenizden anlamak mümkün.
Fakat bu cümle esasında, karşı tarafın gerçeklerinden ziyade, sizin temenninizi içermekte.
Yani, gerçekten de karşı tarafın aklından neler geçtiğini, hangi duyguları hissettiğini ve hayata karşı duruşu ile ilgili, bir bilgimiz yok.
Fakat bu noktada, bir ilişki kurma düşüncesinden ziyade, sadece sohbet etmek, nasıl olduğunu görmek ve fikir edinmek isterseniz, pek tabii konuşabilirsiniz.
Burada dikkat etmeniz gerekense, karşı tarafın verdiği cevaptan bağımsız olarak, sizin sadece gözlemleme niyeti ile bu konuşmayı başlattığınız ve bir noktada bitirmeniz gerektiği olur.
Eğer, karşı taraf gerçekten size büyük bir sevgi ve sağlıklı bir yaşam ile geliyorsa, neden olmasın?
Fakat, bu olasılık bu noktada düşük olduğundan, her zaman elinizdeki büyük olasılıklar ve kendi gerçeklerinizle ilerleyin isterim, sonunda daha çok zarar görmemek adına.
Sevgilerimle..