İçinde bulunduğunuz durumda zaman içerisinde iletişimin sıklığına yönelik beklentilerin değişebileceğini ve taraflar arasında değişen bu beklentinin hayal kırıklığıyla beraber problem oluşturabileceğini kendinize hatırlatmalısınız. Bu konu özelinde karşı taraf belki de sizinle daha az ancak daha kaliteli iletişim kurmak istiyor olabilir. Aranızdaki iletişimin sıklığını ve kalitesini arttırmaya çalışıyorken de karşı tarafla sen dili ile iletişim kurmak yerine ben dili ile hissettiğiniz rahatsızlığı dile getirmeniz daha faydalı olabilir. Karşı taraf sen dili ile yaptığınız paylaşıma kendisini savunarak tepki verebilir ve durumu düzeltmek için çabalamayabilir ancak ben dili ile yapacağınız paylaşımda karşı taraf daha fazla sorumluluk hissederek davranışını değiştirmeye motive olabilir. Aynı zamanda ihtiyacınız olan şey anlaşılmak ve bu durumun nedenlerini anlamak. Karşı tarafı bu durumun nedenlerini anlatmaya teşvik etmeniz, nelerin değiştiğini fark etmeniz, değişen şeylerin ne ölçüde sizinle ya da ilişkinizle ilgili olduğunu anlamanız noktasında farkındalığınızı arttırabilir. Durumun nedenlerine dair artan bilgi, paylaşım ve farkındalıkla çözüme yönelik birlikte adım atmanız daha fazla mümkün olabilir.

Merhaba. İlişkilerin zaman içerisinde değişmesi ve dönüşmesi aslında oldukça normal. Başlarda her iki tarafın da birbirini yeni tanıyor olması konuşma sıklığına artırıcı bir etkide bulunurken zamanla ilişki kendi içerisinde yeni bir denge bulabilir. Tabi ki ilişki içerisinde ilgi görmeyi bekleriz. İlgi gördükçe mutlu oluruz. Ancak partnerimize ilgi gösterdiğimiz gibi sadece kendimize vakit ayırmak istediğimiz anlar da olabilir. Ben anlattıklarınızdan partnerinizin size karşı ilgisizleşmesinden çok kendisine de vakit ayırmak istediği anlara ihtiyacı olduğunu gördüm. Eğer birbirinize bu özel alanları açarsanız ilişkinizi daha sağlıklı kılabilirsiniz.

Yazdıklarınızın içinde '' soğuk davranmıyor sadece önceki gibi değil.. '' cümleniz kıymetli. Çünkü aslında sıkıntının ''ilgisizlik'' olmadığının kanıtı niteliğinde. Burada, ilişkinin başlarında yoğun duygu seli ile, bir günün neredeyse her anını beraber geçirme istediğimiz, oldukça doğaldır. Süre içerisinde, bu beraber geçirilen zaman azalırken, bir yandan da kalitesinin artması da bir o kadar doğaldır. Yani, yoğun sevgiden hayatımızın merkezi yaptığımız, sevdiğimiz kişi ile, beraber olmaya devam ettikçe esasında, bir günümüzü, kendimize ve kendi değer verdiğimiz alanlara ayırabileceğimizi de görürürüz. Esasında bu sevgisizlik ya da ilgisizlik değil, ''ben'' olarak varlığı devam ettirebilmek adına bir ihtiyaçtır. Çünkü ilişkide ''biz'' olduğumuz gibi, esasında biricik ve ihtiyaçları, beklentileri, istekleri birbirinden farklı olan iki bambaşka dünyayızdır. Bunun için, şu an sadece bu farklı özelliklerinize şahit olduğunuzu söylemek isterim. Bu farklılıklar, sağlıklı alternatifler ile uyuma geçilirse, esasında ilişkinizde aranızdaki bağın da kuvvetleneceğini söylemek isterim. Burada sadece, ''ben''in varlığını yürütme çabası görüyorum, sizinle olan sevgi bağını hala devam ettirirken. Bu anlamda, sizin bu isteklerin karşısında haddinden fazla üzülmemeniz adına, yatırımınızın karşıya sevgi olmasının yanında, biraz da kendinize olmasını isterim. 1 gününüzü nasıl geçirdiğini düşünün. Bunlara, hayatınızda değer verdiğiniz alanlardan hangilerini ekleseydiniz, ve her bir başlık için bir eylem planı belirleyip, hareke geçseydiniz daha huzurlu olurdunuz? Bu soruların cevabını vermenizle, kendi kaynaklarınızdan kendinizi besliyor olmakla beraber, bu huzurunuz ilişkinize de yansıyacaktır. Bu yüzden, biraz bireysel alan ve bununla beraber büyümek, sevmeye ve sevilmeye devam etmek... Sevgilerimle...