Öncelikle yaşadığınız sürecin, ayrılık ile sonlanmasının esasında, mecbur bir seçim olduğunu görüyorum.
Öyle ki aslında, karşılıklı sevginin varlığını anlamak mümkün.
Bu noktada da aklınızı kurcalayan, ''Sormak istediğim beni çok seviyor ama nikah masasına oturmuyor ,sizce neden ?'' sorunuzun cevabını esasında, ''düğünü erteleme durumu vardı,sorulduğunda mükemmelliyetcilik duygusundan kaynaklı olduğunu söylüyor, psikiyatrist e gittik asiri kaygı bozukluğu var dendi.'' diyerek vermiş durumdasınız.
Bu, elbette ki tek bir neden olmamakla birlikte, şu an için bilinir tek neden olduğunu belirtmek isterim.
Eğer, karşı taraf gerçek anlamda Yaygın Anksiyete Bozukluğu tanısı aldıysa ve de bu tanı şiddetli seviyedeyse, ilaç desteğini görmek isteriz.
Fakat, burada en önemli tedavi aracı, psikoterapi olacaktır.
Öyle ki, kaygı aslında oldukça doğal ve gerekli bir duygudur ve de, geleceğe yönelik tehdit algısını içerir.
Normal şartlarda, ilk insanları doğal afetlerden ve yırtıcı hayvanlardan korumaya iten bu duygu, hala bizimle beraberdir.
Birçok sebepten ötürü, karşı taraf bu duyguyu, haddinden fazla yaşadığından ve de, tehdit algısı, hayatının ''tamamını'' kapladığından, burada, ''evlilik'' de bu alanlardan biri olması sebebiyle, aslında, çektiği sancıdan ötürü, bu erteleme davranışını sergilediğini çıkarabiliriz.
Bu noktada, sağlıklı ve kalıcı bir çözüm için, medikal yani ilaç desteği ile beraber, karşı tarafın Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimi olan bir psikolog ile bir araya gelerek, duygu, düşünce ve davranışlarını çalışmasını isterim.
Bu şekilde, eziyet veren düşüncelerin tesirini azaltabilir, yaşam kalitesini arttırabilir ve de, kendi kendisinin terapisti olabilir.
Bu şartlar alında ise, ilişkinizi bu raddede gözden geçirmeniz, adınıza çok daha sağlıklı olacaktır.
Sevgilerimle..