Talihsiz ve art arda birçok benzer deneyim yaşadığınızı görmek mümkün. Esasında, hayatın da, eğer bize benzer ve tekrar tekrar getirdiği benzer nitelikte sınavlar varsa, bize söylemek istediği bir şey de var demektir. Bizden istediği, zayıf olduğumuzu düşündüğü ve sonunda güçlenmemizi istediği bir sınav vardır. Eğer biz bir şekilde bu sınavdan kalırsak, bize tekrar tekrar sunar ki, 'artık farklı bir yol dene' diye. Çünkü bu zamana kadar denediğimiz yollar hep benzer ve sonuçları da hemen hemen aynıydı.. Bu yüzden, hayatın bize vermek istediği mesajın yanında, 'dalgalı' olduğunu da söylemek mümkün. Örneğin, ilişkinize başladığınızda, sona kadar, esasında elbette ki güzel vakitler geçiriyor, mutlu oluyorsunuz. Bu hayatın bir dalgası, yukarı hamlesi. İlerleyen zamanlarda anlaşmazlıkların olması ve ilişkinin bitmesi de, yine hayatın dalgası, fakat aşağı hareketi. Bu dalgalar böyle dalgalanır durur. Esasında sağlıklı olan da budur. Fakat anlattıklarınızda sıkıntı şu ki, siz araba kaza yapabilir diye, arabaya bindiğiniz sürede kendinize eziyet ediyorsunuz. Oysa o araba o yolun sonunda bir sahil kenarına da çıkabilir, bir maden ocağına da gidebilir. Önemli olan son değil, orada geçirdiğimiz süredir. O süreyi, yani aslında 'anı' düşüncelerinizden dolayı, kaçırıyorsunuz. Oysa ki emin olduğumuz tek şey hayatın son bulacağı iken.. Bundan hareketle, düşünce yapınızın mizaç temelli olabilmesinin yanında, yani esasında çok da değişemeyecek olan bir özelliğiniz, bu düşünceleri bir kenara bırakıp harekete geçmenizi isterim. Onlar orada öyle geçinip gitsinler, siz dokunmayın. Yalnızca bir gününüzü nasıl daha işlevsel hale getirebilirsiniz, her anlamda, bunu bulun ve hareket edin. Sonunda o düşüncelerin size zarar veremediğini göreceksiniz. En nihayetinde bir tıkanma yaşarsanız da, Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimi olan bir psikolog ile düşüncelerinizi çalışmanızı ve sağlıklı baş etme mekanizmaları geliştirmenizi isterim. Sevgiler

Hayatta yaşadığımız olumsuz yaşam olayları duygudurumumuz üzerinde olumsuzluklar oluşturabileceği gibi geleceğe, iş hayatına, aşka, arkadaşlığa, aileye dair birçok fikir üzerinde olumsuz fikirler geliştirmemize neden olabilir. Yaşadığımız olumsuz yaşam olaylarının sayısı arttıkça bu olumsuz fikirlerin gelişme ihtimali artmaktadır. Olumsuz fikirlerimizin doğruluğundan şüphe duymamızın sonucu olarak sorgulamada bulunabilir ve buna bağlı olarak bir kısmının yanlış olduğunu kabul edebiliriz. Ancak yanlış olduğunu düşünmediğimiz ve doğruluğundan emin olduğumuz olumsuz fikirler bazen gerçekdışı hal almaya ve işlevsel olmamaya başlayabilir. İşlevsel olmayan düşünce yapıları; kendimize ve hayatımızdaki birçok duruma bakışımızı son derece kısıtlayabilir, olayları taraflı bir gözle değerlendirmemize katkıda bulunarak olumsuzluklara odaklanmamıza neden olabilir. İşlevsel olmayan düşünce yapılarının devam etmesi, kişinin benliğine dair olumsuz fikirlere sahip olmasına, değersiz hissetmesine ve ruhsal rahatsızlık geliştirmesine katkıda bulunabilir. İşlevsel olmayan düşünce yapılarını fark etme, araştırma ve değiştirme noktasında psikoterapi mantıklı bir seçenek olarak ön plana çıkmaktadır. Ruh sağlığınızı korumanız, farkındalığınızı arttırmanız ve yaşadığınız problemlere çözüm bulmanız noktasında bir profesyonelden destek almanızı mutlaka öneririm.

Merhaba. Sağlıksız bir çevre, kötü aile ilişkileri, kötü insan ilişkileri, finansal zorluklar ve toplumsal uyumsuzlukların ruh halimizi etkilediği bir gerçek. Yaşamınızın herhangi bir bölümünde, çok fazla olumsuz durum veya insanla karşılaştıysanız, her şeyin her zaman olumsuz ve ters gideceğini düşünmeye başlamış olabilirsiniz. Önce kabul etmekle başlayacağız. Kendinizi ve sorunlarınızı olduğu gibi kabul etmeye çalışın. Olumsuz düşünce ve duyguların, herkesin zaman zaman yaşadığını ve bu sorunların üstesinden gelebilecek donanımda olduğunuza odaklanın. Sonra değiştirebileceğiniz durumları ortaya çıkarabilmek için farklı yolları deneyin. ‘Gece gündüz sorunlarımı düşünüyorum ama olmuyor, her şey beni buluyor’ gibi yakınmaların hiçbir işe yaramadığını ve bu yakınmaların çözümden çok uzakta olduğunu fark edin. Belki de sorunlarımıza sürekli aynı yerden bakıyoruzdur, belki de çözüm diye uğraşırken labirentin için de kaybolmuşuzdur… Değiştiremeyeceğimiz durumlar için ise tahammül seviyenizi geliştirmeye gayret edin. Hayatta her şey istediğimiz gibi olmayabilir. Eminim herkes çok isterdi; sihirli bir değneği olsun; değdirdiği her olumsuz durumu düzeltebilsin. Ama maalesef henüz öyle sihirli bir değneğimiz yok ve yeri geldiğinde tahammül etmeye her şeyden çok ihtiyacımız var. Önemli olan olayların ve düşüncelerin değişebileceğine inanmak ve bunun için küçük adımlarla da olsa yürümeye başlamak. Peki ne demek bu küçük adımlar? Sorunumuz her ne ise kocaman bir dağ olmuş ve dağın öteki tarafına geçmemiz bekleniyor. Nasıl ve nerden başlayacağımızı bilemiyoruz. Hani derler ya; ‘bir başlasam devamı gelecek…’, işte tam da bu noktada devreye giriyor küçük ama azımsanmayacak adımlarımız. Önce sizi yormayacak o ilk adımı atmalısınız. Sorunun tümüne değil, ilk adımınıza odaklanın. Sizin için durumun çok daha olumsuz olduğunu düşünüyorsanız, küçük adımlarla yürümeye başlayacak kadar bile enerjinizin olmadığını hissediyorsanız, gün içinde gelip geçici değil de sürekli aynı olumsuz düşünceler içindeyseniz şayet, bir uzmana danışmaktan çekinmeyin lütfen.

Pozitif düşün. Bir süre hayatına birisini alma kendini falan geliştir. Kitaplar oku kendini bir düzene sok ve sakın karamsar şarkılar dinleme güne güzel başla farklı farklı etkinlikler yap insan ilişkileri hakkında yazılar okuyup kendini yönlendir. Boş kalma ve kendini diğer insanlara bağlama her insan gider sadece sen kalırsın unutma