Öncelikle bahsettiğiniz gibi, erken dönem yaşantılarımız, genç yetişkinlik döneminde, romantik ve yakın ilişkilerimizi pek tabii etkileyebileceği gibi, bunun üzerine deneyimlerin inşaasıyla aslında, bu ilişkileri kurmakta ve sürdürmekte bazı sıkıntılar görülebilmekte.
Bu noktada aslında, bunun farkında olmanız bir kere, daha sağlıklı tercihler yapabilmeniz için anlamlı bir nokta.
Öyle ki, bu zamana kadar yaşadığınız ilişkilere bir bakın isterim.
Her birinin benzer özellikleri var mı?
Sizinle ilgili ya da herhangi bir benzerlik?
Bu varsa aslında, bu bulduğunuz benzerlikteki biri ile artık, olmamayı tercih edin isterim.
Çünkü bazen seçimlerimiz, incindiğimizi tamir etmek adına olduğunda, karşı tarafa bağlı olmaktan ziyade, bağımlı hale gelebiliyoruz.
Ve aslında, annenin bile zaman zaman çocuğundan sıkılabildiğini düşünecek olursak, bu bağımlılık, elbette ki karşı tarafı sıkacaktır.
Çünkü biz her ne kadar büyük anlamlar atfetsek de, karşı taraf da duyguları, düşünceleri ve ihtiyaçları olan sadece bir, insan.
Bu yüzden aslında, doğru insanı, kendiniz için doğru insan şeklinde revize etmek isterim.
Çünkü, beklediğiniz kriterlerin çoğunu karşılamasa dahi, o kişi ile, hayatınıza devam etmek isteyip istemediğinizi bilirsiniz.
Bu bilmenin yolu da öncelikle, kendinizi tanımaktan geçmekte.
Bunun için, '' Ben gerçekten kendimden ne bekliyorum? Hayattan ne bekliyorum? İlişkilerden ne bekliyorum? Bunların hangileri karşılanabilir? Karşılanamayanlar için ne yapabilirim?'' şeklindeki her bir soruyu kendinize sorar ve yanıt alırsanız, aslında kendinizle gerçekleştirdiğiniz bu sohbet sayesinde, daha somut bir fikre sahip olarak, bundan sonraki adımlarınızı da, daha sağlıklı bir şekilde atabileceksinizdir.
Bu anlamda, ''İlişkiler - Karaosmanoğlu'' kitabını edinmenizi isterim.
Bitirdiğinizde, çok daha anlamlı bir noktada olacağınıza inanmaktayım.
Sevgilerimle..