Merhaba,

Öncelikle hayatınızda yaşadığınız olumsuzluklar nedeni ile üzgün olmanızı anlıyorum. 

Ancak bu olumsuz durumları siz yaratıyor olabilir misiniz? Odanızın kapısını kapatmak yerine o dünyadan dışarı çıkıp bir adım attığınızda tüm yeni başlangıçlara da adım atmış olacaksınız. Yenilikler karşılığında kendiniz en büyük bariyeriniz olacaktır. 

Üniversite kazanmış ve bitiriyor olmak "Başarı" olarak geçebilir. Bu sakıncalarınızdan belkide ancak "başarısız" olarak kurtulabilirsiniz. "Başarısız" olmanın sandığınız kadar korkutucu bir durum olmadığını anladığınızda bu korkularınızın da yersiz olduğunu göreceksiniz. 

Başarısızlık korkusu ve gelecek kaygısı üniversite mezunu olan çoğu kişi de yaygın da olsa başaralı ve gelecek kaygısı olan biri iken tüm bunlara bir perde çekmek bir sorun olarak adlandırılabilir. Bu aşamada kendi baş etme yöntemlerinizin yetersiz kaldığını görmekteyim. Bu nedenle bir uzmana başvurmak bu korkularınız yenmek için faydalı olacaktır. 

Sevgilerle..

Öncelikle yazdıklarınızı okuduğumda, sancılı bir süreç içerisinde olduğunuzu belirtmek isterim.

Süreç diyorum, öyle ki aslında, bu zamanın bir başı olduğu gibi, elbette ki sonu da vardır.

Fakat, sonu olması için burada, sizin çabanızın önem, büyük olacaktır.

Bahsettiğiniz her bir düşünsel, duygusal, fizyolojik ve davranışsal belirti esasında, depresyondan şüphelendirdiğinden, bu tanının varlığını ve de pekişmesini hiç istemeyiz.

Çünkü depresyon sanıldığı gibi yalnızca bir mutsuzluk hali değil, tedavi edilmezse beyni tahribe kadar gidebilecek gerçek bir hastalıktır.

Bu yüzden, devlet hastanesinde en azından iyi bir isim edinerek, bir psikiyatrist hekime ruhsal muayene olmanızı isterim.

Bunun yanında, devlet hastanelerindeki psikologlar ile, zaman aralıkları uzun olsa dahi, muhakkak görüşmeyi sürdürün.

Yani, ilaç + psikoterapi ya da, destekleyici bir iletişim, sürecinizi daha sağlıklı bir hale getirecektir.

Bu anlamda, bu döngüyü kırmanın yolunun ''hareket etmekten'' geçtiğini belirtmek isterim.

Gerçekten de, başka bir yolu bulunmamaktadır.

Ve de burada esas sihir, bu hareketi, ''istemiyor olsanız dahi'' yapmanızdan geçmektedir.

Bunun için; öncelikle kendinize harekete dayalı minik hedefler belirleyin isterim:

Her sabah kalkınca el yüz yıkamak - odayı toplamak - kahvaltı hazırlamak - gün içerisinde yarım saat yürüyüş yapmak - yürüyüş sonrası duşa girmek, gibi.

Bu harekete dayalı oluşturacağınız rutinler, aslında size bir nevi ilaç gibi tesir ederek, hem uykunuza hem iştahınıza iyi geleceği gibi, duygu durumunuzu da olumlu olarak etkileyecektir.

Bunu bir süre yaptığınızdan emin olduktan sonra, kendi kendine çalışma eylemini gerçekleştirerek; aile, okul, iş, sosyallik, spor, hobi gibi başlıkları bir kağıda yazın.

Sonrasında her birinde gerçekleştirmek istediğiniz hedeflerinizi, kendi şartlarınızı göz önünde bulundurarak, altlarına not alın.

Sonrasında ise, yine ''harekete devam ederek'', bu hedefleri, basitten zora eyleme geçirmeye çabalayın.

Burada çaba halinde olmak, yeterlidir.

Bu düzene en az 21 gün boyunca devam etmeniz neticesinde, başladığınız ve bulunduğunuz nokta arasında anlamlı ve sağlıklı bir fark elde edebileceğinizi belirtmek isterim.

Şimdi değilse, ne zaman?

Sevgilerimle..