Öncelikle şunu söyliyim şuanki içinde bulunduğun durumun geçici bir süreç olduğunu unutma hissetmiş olduğun duyguları bastırmak yerine o duyguların gerçek olmadığını kanıtlamanı öneririm. Sen ezik deilsin çünkü özünde böyle bir insan olmadığını biliyorsun ve bu durumu değiştirmek için çabalıyorsun bir çözüm yolu arıyorsun ve bulacaksında. Başarısız deilsin çünkü bu hayatta bir şeyler başardın bir üniversite kazandın mesela kendine daha fazla değer katabilmek için, birşeyleri değiştirmek için unutma birşeyleri çok iyi yaptığın için buralara geldin bazı şeylerin bedelini ödediğin için başarılı oldun. Ve kendini her konuda kıyaslama örn. sen bir beyin ameliyatı yapamazsın başka biride senin yapdığın bir şeyi yapamaz illa bi kıyaslama yapacaksan eski halinle kıyaslama yap ne kadar geliştiğini göreceksin. Özgüvensizliğe gelince hayatta başarılı olabilmemiz için önce o eylemi denememiz gerekir denerken tabikide başarısız olabiliriz, yanlış yapabiliriz , HATA yapabiliriz bunlar bizim doğru yolu bulabilmemize ve o işte nasıl başarılı olabileceğimizi bulmamıza yardımcı olan ana unsurlardır. o yüzden "BİR ŞEYİ YA BAŞARIRSIN YADA ÖĞRENİRSİN" kaybetmeyi aklından çıkar. umarım bir faydam dokunmuştur sevgiyle kalın...

Merhaba,

Özgüven eksikliği çoğu soruna kıyasla daha kolay bir şekilde giderilen bir durumdur. Her ne kadar korkutucu gelse bile en basit çözümü de o yapmak istemediğimiz sorumlulukların altına girmek olabilir. Bu yalnızca sizin isteğinizle gerçekleşebildiği gibi değişiklilik için kararlılık gerektirir. 

Bu sürece basit ve başarılı olabileceğinizi düşündüğünüz işlerle başlamak önemlidir. Kişi işlerini yapabildiğini gördükçe öz benliğine olan saygısı da artar.Bunun için yapılacak en güzel şey, kendine hedefler belirleyip onları yerine getirmeye çalışmaktır. Kendi koyduğunuz sorumlulukları kademe kademe başaran olayı sonuçlandırmanın ve başarı duygusuna ulaşma hissi ile mutlu olur. Bu süreç zamanla artan hedefler ile yavaş yavaş kendinden daha emin daha güçlü bir şekilde kendini ifade edebilen bireylere dönüşmesini sağlar. 

Burada önemli olan sizin değişmeye yönelik iradenizi ortaya koyarak kendi yeteneklerinizin ve gücünüzün farkında varmaktır. Bu durumun ilerlemesine izin vermeden önlemler almalısınız. Bu durumdan sonra sosyal ortamlara girmek ve yeni insanlarla tanışmak da faydalı olacaktır. 

Unutmayın bu hemen gerçekleşebilecek bir süreç değildir. kendinize zaman tanımalı ve vazgeçmemelisiniz. Bu süreçte yalnızca yapıcı olan eleştirileri kabul edin ve size olumsuz hissettiren her türlü düşünceden uzaklaşın. 

Aynı zamanda süreçte bir psikolojik destek almak sorunun büyümemesi adına oldukça önemlidir.

Sevgilerle..

Öncelikle, ''Uyuyamıyorum sabahları kotu bir vaziyette uyanıyorum, kendi değerimi bilmiyorum kendimi sevemiyorum'' olarak kurduğunuz son cümleniz, sıkıntınızın şiddetini ifade etmektedir.

Öyle ki, bir ''dönemden'' geçtiğinizi görmek mümkün.

Burada yaptığım döneme vurgunun sebebi, bu sürecin bir başının olduğu gibi, ''sonunun'' da olmasındandır.

Şu an siz bu dönemin içerisinde yaşarken, çıkış kapısını göremiyor olmanız, çok doğaldır.

Fakat, size uzaktan bakan biri olarak söylemek isterim ki, çok güzel bir kır evinin yalnızca, siyah bacasından tüten siyah dumanları görüyorsunuz, oysa, tablo o kadar muntazam ki.

Yalnızca kaynaklarınız azaldığından, biraz destek ile, bu kaynakların yeniden arttırılmaya ihtiyacı vardır.

Bu noktada, tavsiyeden ziyade, artık uykularınız ve günlük hayatınız işlevsiz hale geldiğinden, ekonomik olarak sizi zorlamaması adına, devlet hastanesinden araştırıp, iyi bir isim olduğuna emin olduğunuz bir psikiyatriste gidip, ruhsal muayene olmanızı isterim.

Burada, alacağınız tanı ya da yönlendirmeye göre, en sağlıklı tedavi - destek sürecine girme şansınız olacaktır.

Kısa zamanlı medikal tedavinin yanında, yine devlet hastanelerinin psikolog servisinden faydalanmanızı ve süreci beraberinde yürütmenizi isterim.

Bu, dışarıdan en sağlıklı tedaviyi - desteği size sağlayacaktır.

Burada kendi kendine terapi anlamında ise, esasında kıyası bir başkasından, kendinize çevirmenizi isterim.

Bu da, dününüz ile, bugününüz arasında olsun.

Yani, bugün, düne göre biraz daha anlamlı geçebildi ise, ne ala.

Çünkü hayat dediğimiz de tam olarak budur.

Bir varış noktası değil, içinde an'ların olduğu bir süreç...

Bu süreç içerisinde dünyada yaşayan ve bir benzeri olmayan, bir insan, yani siz.

Sadece geçtiğiniz dönemden dolayı duygu ve düşüncelerinizin doğal olmasını kabul ederek başlayın isterim.

Sonrasında hayatınızı kendiniz için yaşadığınızı anımsayın, bir başkası için değil.

Kaldı ki, soruyor olsak eminim, her şeyin yolunda göründüğü hayatlarda dahi, birçok mutsuzluğa şahit olacağız...

Bu yüzden odağınızı başkalarının şaibeli hayatlarından, kendi gerçeklerinize çevirin isterim.

Sağlınızı elinize almanızla beraber; aile, okul, iş, sosyallik, spor, hobi, kişisel gelişim, bu başlıkları bir kağıda yazın.

Her birinde nerede olduğunuzu kendinize seslendirdikten sonra, her birinin altına hedeflerinizi yazın.

Burada, gerçekçi hedefler olması önemlidir.

Sonrasında basitten zora sıralayarak, sadece harekete geçin.

İstemeseniz dahi, adım attıkça, kaynaklarınızı beslediğinizi ve bu kez, kendinizden güç aldığınızı göreceksiniz.

Bir de spor için, bir kaygıdan söz ettiğimizden, muhakkak 'esnemeye' yönelik egzersizleri hayatınıza dahil etmenizi isterim.

Bu da duygu durumunuzu oldukça anlamlı bir şekilde etkileyecektir.

İlham olması adına ise, https://www.smokinli.com/blog/gunumuzu-anlamli-kilmanin-tam-zamani/ yazısına göz atabilirsiniz.

Sevgilerimle..