Sorunuzun pek kıymetli olduğundan söz etmek isterim, sürecinizi anlamlandırma ihtiyacınız içerdiğinden ötürü.
Öncelikle kaybın ne olduğundan başlayalım isterim.
Kayıp, sevdiğimiz bir kişinin ölümü olabileceği gibi, o kişiden ayrılmak ve hatta bir organ kaybı ya da değerlerimizin, ideallerimizin kaybı olabilir.
Bu süreçten sonra ortaya çıkan zaman diliminde ise, kişi elbette ki duygusal olarak üzüntü, özlem, öfke, korku gibi birçok duygu hissedecek, fizyolojik olarak uyku ve iştah problemleri olabilecek, davranışsal olarak daha içe çekilmiş olabilecek ve bilişsel olarak unutkanlıkları olabilecektir.
Bütün bunlar, bu kayıp ardından kişinin süreci anlamlandırması için yaşanması gereken tepkilerdir.
Bu tepkiler topluluğu ise, ''yas'' ismini alır.
Yas süreci ise sırasıyla; olaya karşı yaşanan inkar, pazarlık, depresyon, tasarı, deneme ve kabul evrelerini içerir.
Burada bu tepkiler yaşanırken, bu evreler kendiliğinden gelişir ve kişi, en başta olayı dahi kabul edemez, inkar içindeyken, sadece ve sadece duygularını bastırmadan yaşadığı ve bir ayağını hayatın içinde tuttuğu, hayata karıştığı için, nihayetinde kabul evresine gelir ve burada, kendiliğinden, doğal bir akış içerisinde, başladığı yerden çok daha güçlü bir hissiyat ve bakış açısı içerisinde olur.
Bu, acının olgunlaştırma halidir.
Bu yüzden de, travmatik süreç eğer, mücadeleden uzak, duyguların yaşanması, düşüncelerin izlenmesi ve davranışların olumlu olması ile, kişiyi nihayetinde büyütmüş olur.
Bu kez bu yaşadıkları ile, daha sağlıklı ve dengeli ilişkileri tercih etme ve yaşama şansı da, doğal olarak artmış olacaktır; sizde de olacağı gibi..
Sevgilerimle...