Öncelikle, '' Ve bani lişkiyi bitirtmek durumunda bıraktı. Daha çok yeni ve ben çok üzünüm'' cümlenizin, çok doğal olduğu ile başlamak isterim.
Öyle ki, sevdiğiniz bir kişinin, hayatınızdan çıkması, elbette ki bir kayıptan söz edileceğinden, üzüntü duygusunu da getirecektir.
Eğer, bu duyguyu yaşamıyor olsaydınız, endişelenmemiz gereken bir durum olabilirdi.
Yazdıklarınızı okuduğumda ise, size huzursuzluk verenin, ''Verdiğim karar için pişmanlık duymaktan korkuyorum. '' cümleniz olduğunu görmekteyim.
Esasında bu sorunun cevabını da, ''amacım hemen evlenmek de değildi ancak bir netlik olsun istiyordum. Ben de artık bu belirsizlikler uzaktan ilişkiyi yürütemeyeceğimi...'' cümlenizle vermektesiniz.
Yani, sevginin kıymetli olduğunu biliyor, bunu savunuyor, fakat, bu bilginiz kadar, en az sevginin eylem gerektiren bir duygu olduğunu da biliyorsunuz.
Niyetiniz, hemen evlenmekten ziyade, ilişkinize dair, gelecek planları yapabilmek, ortak hayaller kurabilmek ve, bir günü keyifle paylaşabilmek olduğundan, bunu elde edebilmek adına yaklaşık 3 sene zaman geçirdiğinizi ve, neticede elinizde bir şeyin olmadığından söz ediyorsunuz.
Tam bu aşamada, kendi sağlığınızı korumak ve, ileride bu niyetlerinizi gerçekleştirebilme şansını kendinize vermekten daha gurur, cesaret ve ilham verici, ne olabilir?
Burada, kendi ihtiyaçlarınız ve beklentileriniz doğrultusunda, kendi kararlarınızı almanın haklı gururunu yaşayın isterim.
Her tercih, elbette ki sorumlulukların sonucunu getireceğinden, bu sorumlulukları üstlenir bir vaziyette, hayatınıza devam ettiğinizde ise, gerçek psikolojik sağlık, sağlıklı yetişkinlik kavramlarından, söz edebilir hale geliriz.
Bu yüzden, yas sürecinde olduğunuzu fakat, yasın nihayetinde sizi güçlendireceğini anımsayın isterim.
Bir ayağınız hayatın içinde oldukça, elbette ki şifa da huzur da yakındır.
Sevgilerimle...