Hayatınıza devam etmeniz gerektiğini çoktan biliyorsunuz... Burası oldukça açık.

Peki hayatınız şu an yeterince darmadağınıkken ilerlemek nasıl mümkün olabilir?

Ve nasıl bazı şeyleri arkada bırakacaksınız sanki hiçbir şey yaşamamış gibi?

Bugün sizinle tam olarak da bu konu hakkında konuşacağız.

Hadi başlayalım...

1) Bu, kolay ya da çabuk bir süreç olmayacak


Positive Psychology dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, bir ilişki bittikten sonra tam olarak iyi hissetmek 11 hafta sonra mümkün olur.

Fakat bir başka araştırma buldu ki bu durum 18 aya kadar uzayabilir. Tabii söz konusu evlilikse.

Acımasız gerçek şu ki,

Kalp kırıklığı bir yas sürecidir ve her insan için çok özel bir deneyimdir. Ne de olsa aşk biraz çetrefilli bir duygudur.

Fakat şunu da hatırlamalısınız ki birini atlatmak zorundaysanız bunun için kesin bir zaman limiti yoktur.

İyileşme sürecinde rol oynayan birçok farklı faktör vardır. Örneğin ilişkinin uzunluğu, bir çift olarak başınızdan geçen olaylar, çocuğunuzun olup olmaması ve yaşadığınız ilişkinin ve duyguların derinliği.

Bu ilişkiyi eğer siz bitirmek istemediyseniz ayrılık sizin için daha zor olacaktır.

Fakat unutmayın,

Milyonlarca insan ayrılığın acısını yaşadı ve daha sonra çok daha iyi ve güçlü olarak yollarına devam ettiler.

Bunun için kefil olabilirim.

Bu ayrılık durumu, birçok insanın hayatında en azından bir kere yaşadığı bir durumdur ve oldukça doğaldır.

Ve tıpkı diğer yaralar gibi zamanla iyileşen bir durumdur. Sonunda yola devam edebileceksiniz.

Nasıl doğru bir şekilde yas tutmanız gerektiğini bilmelisiniz. Duygularınızı nasıl işlemeniz gerektiğini öğrenmelisiniz ve yeni bir anlam aramak için odaklanmalısınız. Kendinize üzülerek ve kahrolarak geçirdiniz süreden çok daha  çabuk bir şekilde birini atlatabilirsiniz.

Sadece teknikleri bilmelisiniz.

Şunu aklınızda tutun,

Birini atlatmak için çoğunlukla duyduğunuz tavsiye, arkadaşlarla dışarı çıkıp yeni insanlarla tanışmak olacaktır. Ancak bu yapmanız gereken ilk iş değildir.

Bu o kadar da yardımcı olmaz çünkü öyle bir durumda oldukça yıpranmış olacaksınız ve yeni insanlarla tanışmak size o kadar da ilgi çekici gelmeyecektir. Ve belki de daha çok içmek size bir sonraki gün daha da kötü hissettirecektir.

Yani kendinizi dışarı çıkmak için zorlamak yerine, hele ki canınız istemiyorsa, birilerini atlatmanın sadece bir gün sürmeyeceğini kabul etmeniz gerekiyor. Bu durum biraz zaman alacak.


2) Canınızın acıması oldukça normal


İlişkiler herkesin hayatında çok önemli bir yer kaplar. Hepimiz sosyal insanlarız ve sırtımızı yaslayacak birilerini ararız.

Dahası ilişkiler üzerine anlamlar yükleriz.

Viktor Frankl, ‘İnsanın Anlam Arayışı’ kitabının ikinci bölümünde hayatımızda nasıl anlamlar bulduğumuzun üç farklı yolunu listeler ve bu listenin ikinci sırasında olayları tecrübe etmeye ve birileriyle ilişkiler kurmaya işaret eder.

Bir ilişki son bulduğunda özellikle de bu ilişki sizin için çok önemli ise siz büyük bir oranda hayatınızın anlamını kaybedersiniz. Siz, kendinizin bir parçasını kaybedersiniz.

İşte bu yüzdendir ki boşluk ya da kayıp hissedersiniz. Hatta bundan sonra hayatın hiçbir anlamı olmadığını bile düşünebilirsiniz.

Ayrılıklar ciddi anlamda hayatınızın akışını etkiler.

Bu özellikle yaşadığı ilişkileri kendi hayatlarına fazlasıyla entegre eden insanlarda görülür. Genellikle insanlar kendilerini bir başkasının yarım elması olarak görme eğilimindelerdir.

Peki elmanın diğer yarısı olmadığında sen kimsin?

Psikologlara göre bu durum öz genişleme kuramıyla alakalıdır.

Bu fikir savunur ki, kendimizi daha ileriye taşımamız romantik ilişkilerimizden geçer.

Bu aslında mantıklı. Yeni biriyle konuşmaya başladığınızda kendi bakış açınızın genişlediğini hissedersiniz. Onunla beraber büyüdüğünüzü hissedersiniz ve bu durum ilişkiyi daha anlamlı ve eğlenceli kılar.

Ve araştırmalar söyler ki bu genişlemeye katkı sağlayan ilişkiler çok daha mutlu ve başarılıdır.

Fakat böyle ilişkilerde ayrılık çok daha acı vericidir. Eğer ilişkinizin sizi daha da ileriye taşıdığını düşünüyorsanız bu ilişkinin bitmesi tam tersini yaşamanıza karşı bir tehdittir.

Bir parçanızın kaybedilmiş olduğunu hissetmeniz ve böylesine bir ilişkiyi asla yaşayamayacağınızı hissetmeniz çok normaldir.

Örneğin sevgilinizle çok uzun yıllar geçirdiniz. Ve o birdenbire kaybolduğunda, bu durum oldukça kalp kırıcı olabilir.

Onca yılı boşuna geçirmiş hissedebilirsiniz.

Bu tam olarak kabul etmeniz gereken bir durum. Evet, kendinizden bir parça kaybettiniz. Fakat eğer kaybettiğiniz şeyin farkına varırsanız bu aynı zamanda çok daha iyi bir sen inşa etmek için iyi bir yoldur. 

Bugün size öyle gelse de,  duyguların farkına varmanız şu an içinde bulunduğumuz karanlık tünelin bir çıkışı olduğuna dair bir garanti.

Şu an nerede olduğunuzu tamamıyla kabullenin ve hayatınızda yeni bir anlam bulmaya ve kendi kişiliğinize geliştirmeye  odaklanın.

 

3) Negatif duyguları fark edin ve sisteminizden atın


Bu en zor aşamadır. Kendi duygularınızla yüzleşmek ve bu duyguları hissettiğinizi kabul etmek...

Fakat eğer bu kötü düşünceleri kafanızdan atmak istiyorsanız  onlarla yüzleşmek hayati önem taşıyor.  O duyguların sizi daha fazla dibe çökmeye sebep olmasını istemiyorsanız eğer artık hayatınıza devam etmeye hazırsınız demektir.

Ne hissettiğinizi göz ardı ediyor olabilir ve her şey yolundaymış gibi davranıyor olabilirsiniz. Ama derinlerde bir yerde kırılıyorsunuzdur.

Ve geriye dönüp baktığınızda nasıl hissettiğinizi kabul edene kadar bunun farkına varmazsınız. 

Yapılan bir araştırmaya göre duyguları göz ardı etmek uzun vadede daha çok acıya yol açıyor. Ancak bunun yerine onlarla yüzleşmek ve kabul etmek gerekiyor.

Eğer şu andaki hislerinizi kabul etmezseniz ve kendinizi mutlu olarak tanımlarsınız, her şey yolundaymış gibi davranırsanız sadece bir yalanla yaşamakla kalmazsınız, aynı zamanda arka planda negatif duygular daha hızlı yaşanır.

Bu araştırma bloklanan duyguların sadece ruhsal sıkıntılara yol açmadığını, aynı zamanda baş ağrısı, kalp hastalıkları, uykusuzluk ve bağışıklık sistemi gibi fiziksel sıkıntılara da yol açabileceğini söylüyor.

Bunu kendinizle bağdaştırabilirsiniz. Çünkü böyle zamanlarda normalde olduğundan çok daha stresli olabilirsiniz, çok daha zor uykuya dalabilirsiniz. Normalde geçirdiğiniz bir iş gününü böyle zamanlarda çok daha zor atlatabilirsiniz.

Bununla birlikte gerçekte yaşanan acıyı tüm gerçekliğiyle fark edersek çok daha fazla uyum sağlayabiliriz.

Ve kendi duygusal hayatınızı kabullenerek kendi insanlığınızı da kabul etmiş oluyorsunuz.

Şu an ne yaşadığınızı ve kim olduğunuzu kabul ettiğiniz zaman bir şeyleri göz ardı etmek için fazladan enerji harcamazsınız.

Duygularınızı kabul edip hareketlerinizle devam edebilirsiniz.

Negatif duygular sizi öldürmeyecektir, oldukça can sıkıcı olabilirler. Fakat çok tehlikelidirler. Ve onları kabul etmek, yok sayma davranışından çok daha az tehlikelidir.

Dahası, Budist Usta Pema Chodron’a göre negatif duygular eğer biz onlarla yüzleşme cesareti gösterirsek harika öğretmenlerdir.


“Hayal kırıklığı, utangaçlık, dargınlık, öfke, kıskançlık ve korku gibi duygular kötü bir haber olmak bir yana dursun aslında oldukça açık anlardır. Çünkü kendimizi nasıl tuttuğumuzu bize öğretirler. Onlar bize düşüp geride kalmaktansa kendimizi ayağa kaldırıp güçlenmemizi öğretir. Bize tam olarak nerede sıkışıp kaldığımızı mükemmel bir netlikle gösteren mesajlar gibidir.  Böyle zamanlar bizim için en iyi öğretmendir, ne şanslıyız ki biz neredeysek onlar da  bizimledir.”


Asıl soru şu:

Kendi duygularımızı kabul etmeyi nasıl öğreneceğiz?

Nevada Üniversitesi Dr. Steven Hayes tarafından geliştirilen "Kabul ve bağlılık terapisi" adıyla kendini gösteren yaklaşım duygularla çalışmada oldukça faydalıdır.

Hayatımızın her anında yapabileceğiniz 4 basit aşama vardır.


 1. Adım: Duygunu İsimlendir

Eğer birden fazla duygu'ya sahipseniz sadece bir tanesini seçin. Eğer hangi duyguyu yaşadığınızda bilmiyorsanız bir müddet sakince oturun ve kendi fiziksel işaretlerinize ve düşüncelerinize odaklanın. Buna bir isim verin ve bir kağıda yazın.


 2. Adım: Duyguyla Aranıza Mesafe Koyun

Gözlerinizi kapatın ve yaşadığınız duyguyu birkaç metre ötenize koyduğunuzu hayal edin. Bu duyguyu içinizden çıkaracaksınız ve gözlemleyeceksiniz.


 3. Adım: Şimdi Duygu İçinizden Çıktı, Gözlerinizi Kapalı Tutun ve Şu Soruları Cevaplayın:

Eğer duyguların bir boyutu olsaydı sizin yaşadığınız duygunun boyutu ne olurdu? Eğer duyguların bir şekli olsaydı sizin yaşadığınız duyguların şekli nasıl olurdu? Eğer duyguların bir rengi olsaydı sizin yaşadığınız duyguların rengi ne olurdu?

Bu soruları cevapladıktan sonra yaşadığımız duyguyu boyutu, şekli ve rengi ile tekrar hayal edin. Sadece gözlemleyin ve ne olduğunu fark etmeye çalışın. Hazır olduğunuzda bu duygunun size geri dönmesini izin verin.


 4. Adım: Yansıtma

Bu egzersizi tamamladıktan sonra neler fark ettiğinize dair kendinizi dinleyin. Duygunuzla aranıza mesafe koyduğunuzda herhangi bir değişiklik fark ettiniz mi? Egzersiz bittikten sonra yaşadığınız duyguda bir şekilde farklılık hissettiniz mi?

Bu egzersiz ilk bakıldığında biraz tuhaf görünebilir fakat emin olun ki yaşadığınız ayrılık sonrası hissettiklerinizi anlamada faydalı olacaktır.

Bazıları için duyguları anlamak onları kabul etmekten daha kolaydır. Ve sonunda onlardan kurtulmak çok daha zordur. 


4) İlişkiniz nasıldı?


Eğer kendinizi depresyonda hissediyorsanız muhtemelen kendinize eski sevgilinizin harika olduğunu söylüyorsunuz ve bir daha asla onu kadar iyisini bulamayacağınızı da düşünüyorsunuz.

Birçok insan geriye dönüp baktığında ne kadar önyargılı bir şekilde düşündüğünü fark ediyor.

Ve bu süreç geçtikten sonra gerçeğin farkına varıyorsun.

Eski sevgilinizi kafanızda ne kadar büyütürseniz büyütün hiç kimse mükemmel değildir.

Ve eğer bir ilişki bittiyse inanın bu ilişki de mükemmel değildi.

Eskiden yaşadığımız ilişkiye onun ne kadar mükemmel olduğu değil de, tarafsız olarak bakmanın zamanı geldi. 


Kendinize şu soruları sorun,


  1.  Birlikte olduğunuz her zaman %100  mutlu muydunuz?
  2.  Yaşadığınız bu ilişki bir şekilde sizin hayatınızı yaşamınızı engelledi mi?
  3.  Bu ilişkiden önce mutlu muydunuz?
  4.  Eski sevgilinizle alakalı en sinir olduğunuz durum neydi?

Bu soruları gerçekten dürüst olarak cevaplarsanız ilişkinizin bitmesinin sandığınız kadar kötü olmadığını fark etmeye başlarsınız. 

Hatta belki de daha önce olmadığı kadar hayatınızın yeniliklere açık olduğunu fark edebilirsiniz.


Marilyn Monroe en iyisini söyledi,

“ Bazen iyi şeyler, daha iyileri birleşebilsin diye kırılır.”

Ve aklınızda tutun,

Tanışmanız gereken kocaman bir dünya önünüzde duruyor. Eğer onlara bir şans verirseniz sizi bir ilişkide mutlu edecek birçok kadın veya erkek orada duruyor.

Size bunun aksini söyleyen şey şu anda yalnızca duygularınız.

Şu an asla onun kadar iyi biriyle tanışamayacağınızı düşünüyor olabilirsiniz. Fakat fark edeceksiniz ki onun kadar iyi, belki de daha iyi insanlar var.


 5) Olayları sizin bakış açınızdan değerlendiren insanlarla konuşun


Kalbiniz kırık olduğunda ihtiyacınız olan son şey karşınızdaki insanın yaşadığınız ilişkideki başarısızlıklarınızı yüzünüze vurmasıdır.

Tabii ki belli bir zaman sonra bazı ya da bütün hatalarınızı üstlenmeniz gerekebilir. Fakat şu anda sizin tarafınızda olan birine ihtiyacınız vardır ve şu an sizin hatalarınızdan ders çıkarmanızı ya da bunun üzerine anlamlar bulmanızı denemeyecek insanları olmalıdır.

İlişkide yaptığınız tüm hataları sizinle konuşan arkadaşlarınız olabilir. Bazıları gerçekten anlam ifade ediyor olsa bile o esnada duymaya ihtiyaç duyduğumuz şey bu değildir ve çok daha kötü hissedersiniz.

Kiminle konuşacağınıza dikkat edin, onların duygusal anlamda zeki, pozitif ve sizin tarafınızda olduğuna emin olun.

Ve eski sevgilinizle arkadaş olan birileri varsa onlarla şu an için takılmayı tekrardan düşünmelisiniz.

Size sadece eskiden aşık olduğunuz insana hatırlatmatla kalmayacak, onun hangi tarafı tuttuğunu da tam olarak bilemeyeceksiniz.

Farklı farklı ayrılık tipleri vardır.

Hangisini yaşıyor olursanız olun en kötüsünü yaşadığınızı hissedebilirsiniz.

Eğer aldatıldıysanız, birdenbire, keskin ve şok edici bir biçimde ayrılıktansa yavaş yavaş biten bir ilişkiyi tercih edebilirsiniz.

Eğer yavaş yavaş sönen bir ilişki içerisindeyseniz, muhtemelen bunun daha hızlı  olmasını dileyebilirdiniz. Hem böylelikle bu kadar uzun zamanı onun için boşa harcamamış olmayı dileyebilirsiniz. 


6) Neler hissettiğinizi ve düşündüğünüzü not edin


Bunu belki de daha önce hiç yapmadınız fakat bir kere denerseniz faydalı olduğunu fark edeceksiniz.

Kendinize bir defter ayarlayayın ve düşüncelerinizle duygularınızı yazmaya başlayın.

İlişkiniz ilk bittiği zaman neler hissettiğinizi ve düşündüğünüzü oldukça açık bir şekilde ifade edebildiğinizi düşüneceksiniz.

Yazmak beyninizin daha yavaş çalışmasını sağlar ve aklınızdaki bilgilerin yapılanmasına yardımcı olur.

Ve iyileştirici bir gücü vardır. Sanki duygularınızı ortaya dökmeniz onları daha iyi ifade etmenize ve anlamanıza yarar.

Unutmayın bir ilişki sonrasında iyileşmenin bir parçası, hissettiklerinizi dışa vurmanızdır. Anlamanız ve farklı duygularınıza daha derin bir noktada bakmanızdır.

Duygu günlükleri yaşadığınız bu acı dolu hislerin güvenli bir ortamda dışavurumunu sağlar ve güvenlidir. Çünkü kimse ne yazdığınızı okumayacaktır.

Kızgın ya da üzgün olabilirsiniz, ne hissediyorsanız bırakın aksın ve bu duygular işlemlensin.

Eğer yazmaya nasıl başlayacağınızı bilmiyorsanız bu üç soru size yardımcı olabilir,

Nasıl hissediyorum?

Ne yapıyorum?

Hayatımda bir şeyleri değiştirmek için neler yapmalıyım?

Bu sorular duygularınıza ışık tutacak ve gelecek için düşünmeniz konusunda sizi cesaretlendirecek.

Neler değiştireceğinizi yazmanız hayatınıza değişiklik yapmak için size büyük bir sorumluluk verecek.

İstediğiniz mükemmel hayatı şekillendirmenin kendi elinizde olduğunu fark etmek oldukça cesaretlendiricidir.  Kendi hayatınız için sorumluluk alırken bir başkasına yaslanmaya ihtiyacınız olmadığını fark edeceksiniz. 


7) Eski sevgilinize dönmeyin, bu şans ayağınıza gelse bile


Bu tabii ki kişisel bir fikir ve her ilişkiye uyacak diye bir durum söz konusu değil. Fakat genel inanç, yapacağınız en iyi şeyin eski sevgilinize tekrar dönmemeniz gerektiğini söylüyor.

Muhtemelen yaşadığınız depresyonu düşünürsek en kolay çözüm yolu onları geri döndürmeye çalışmak ya da geri dönmektir.

Peki ya 6 ay sonra tekrardan ayrılırsanız ne olacak? Belki sizi daha da kötü etkileyecek.

İlişkiler bir sebepten ötürü biterler ve bu hataların tekrarlanmayacağı kesinse ya da bir şekilde tamamıyla çözülmedi ise kendi hayatımıza devam etmek en iyi yoldur.

Onları sosyal medyadan kaldırarak, numaralarını silerek, yani kendi aklınızı ondan arındırarak iyileşmeniz için gereken boşluğu yaratabilirsiniz.

Yeni ayrıldığınız insanla tekrar görüşmeye başlamanız kabuk bağlayan yaranızın kabuğunu koparmaya benzer. Yaranın iyileşmesine yardımcı olmaz. Sadece daha çok acı çekmenizi sağlar ve iz bırakma ihtimali daha yüksektir.

Kendinize boşluk yarattığınızda, yani gerçekten düzgün bir boşluk yarattığınızda eski sevgilinizin hayatınızda olmamasının iyi yanlarını çok daha iyi fark edeceksiniz ve memnun olacaksınız.

Hayatınızı nasıl yaşamak isterseniz öyle yaşama özgürlüğüne sahip olacaksınız. En iyi ilişkiler bile ne de olsa bazı fedakarlıklar gerektirir.

Uzun süreli bir ilişki bütün kararlarınızda bir başkasının da fikrini gerektirir ve bu ilişki bitiminde tamamen kendi başınıza olmak belli bir raddeden sonra oldukça lezzetli gelebilir.

Onlarla tekrar görüşmemeniz hayatınızda onlar olmadan nasıl biri olacağınızı fark etmenizi sağlar. Tek başına olmak oldukça büyük ve korkutucu bir bilmeze dalmak gibidir. Ve bu bilinmezliği yavaş yavaş yaşadığınızı, nefes aldığınızı ve kucakladığınızı hissedeceksiniz. 

Bunu yaşamak istemez misiniz? Biraz zor olsa da, şu an bir sevgiliniz yok ve neden denemeyesiniz? 


8) Sosyal medyadan en azından 2 hafta uzak durun


Sosyal medya sizin ve iyileşme süreciniz arasına girecek çok büyük bir dikkat dağınıklığıdır.

Unutmayın, hayatınıza devam etmeyi gerçekten istemelisiniz ve arkadaşlarınızın, hayatınnızdaki eski insanların yaptıklarını “yukarı kaydırmak” size daha da iyi hissettirmeyecektir.

Bir çoğumuz için Instagram'a girmek ya da Twitter'daki gelişmeleri takip etmek en büyük hobilerimiz arasında. Fakat bu ayrılık, sosyal medyanın kendi akıl sağlığımıza ne kadar negatif bir etkisi olduğunu fark etmenizi sağlayabilir.

Ayrılık sonrası çaresiz ve yalnız hissedebilirsiniz ve sosyal medya kendini iyi hisseden, oldukça mutlu ve çok da samimi olmayan bir sürü gönderi ile dolu.

Kendinizi bu sahte mutlu hayatlara kaptırıp hayatınızda bir şeyleri kaçırıyor hissine sahip olabilirsiniz.

Bu kandırmacaya kanmayın. Bu durumu kendinizle yeniden iletişim kurabilmek için çevrimdışı olarak kullanın ve gereksiz dikkat dağınıklığından uzak durun.

2 hafta boyunca sosyal medyadan uzak durmanın ne kadar da zor olabileceğini tahmin ediyorum.

O yüzden şunları yapabilirsiniz,

İnternet hesabınızdan sosyal medyalardan çıkış yapıp uygulamaları telefonunuzdan silebilirsiniz.

Eğer bu kurala uymak da zorlanırsanız en yakın arkadaşınızdan sosyal medya hesaplarınızın şifresini değiştirmesini rica edebilirsiniz.

Eğer iki hafta size çok uzun geliyorsa sosyal medya kullanımınızı haftada bir iki saate indirmeyi deneyebilirsiniz.

 

9) Şimdi yeni anlam arayışlarına başlayabilirsiniz


 Etrafınızdaki insanların size arkadaşlarınla dışarı çık ve eğlenmene bak dediğini duyar gibiyim. Bu oldukça somut bir tavsiyedir fakat hayatınızda yeni bir anlam inşaetmeniz için pek de faydalı olmayacaktır.

Şimdilik her zaman yanınızda olmuş olan arkadaşlarınızla dışarı çıkın, onlarla güzel vakitler geçirin, eve yalnız başınıza dönün ve yalnız olduğunuzun farkına varın.

Aşık olmayı bu kadar sevmemizin bir nedeni de bize anlamlar kazandırılmasıdır.

Yakın bir zamanda ciddi bir ilişki içinde olan insanlar ya da yakın zamanda evlenenler kendi hayatlarında yenilenen amaçlarını ve anlamları sonuç olarak söylerler.

Eminim ki siz de ilişkinize başladığınız zaman aynılarını hissetmişsinizdir.

Fakat şu an anlamanız gereken şey şu ki,

Bir ilişki içerisinde olmak hayatınızda anlam bulmanız için tek yol değildir!

Yeni anlam arayışları için yollar tavsiye etmekten önce sadece kendi davranışlarınızı da kontrol altına almakla bile yeni anlamlar bulabileceğinizi fark etmede önemlidir.

Daha önce bahsedilen, Viktor Frankl tarafından kaleme  alınan ‘İnsanın Anlam Arayışı’ kitabı II Dünya Savaşı sırasında  toplama kampları deneyimleri ile yazılmıştır.

Bu kitapta yazar, en çaresiz koşullar altında olanların bile nasıl bağlantı ve aidiyet hissi aradıklarından  bahsediyor.

Neredeyse açlıktan ölecek olan insanlar diğerleri için kendi ekmeklerinin son parçasını paylaştılar,  yani anlam en büyük motivasyondur.

Frankl’ın en  meşhur sözünden bahsetmek istiyorum “En büyük özgürlüğümüz, kendi davranışlarımızı seçme özgürlüğüdür.”

Bu bir ayrılık sonrası hatırlamamız gereken en hayati fikirdir. Ayrılıklar büyük bir kaos ve kontrol kaybı yaratabilir.

Duygularımızın bütün kontrolü ele geçirdiğini ve onları durdurmak için hiçbir şey yapamayacağımızı düşünebiliriz.

Ancak hayatımızda korktuğumuz şeyler sahip olacağımızı düşündüğümüz hayatlar değildir.

İşte kendi hayatımızı anlamlı kılmak için birkaç fikir,


1-  Arkadaşlıkların Üzerinde Çalış

Eski sevgilinizden artakalan hissettiğiniz sahipsizlik hissini bir arkadaşlık ilişkisinden de sağlayabilirsiniz.

Bu hem birebir arkadaşlıklar hem de arkadaş  gruplarını kapsayabilir. Eğer istediğiniz kadar çok arkadaşa sahip değilseniz daha çok arkadaş kazanmak için çabalayabilirsiniz.

Yapmaktan hoşlandığınız hobiler bulun ve bunun aracılığıyla yeni insanlarla tanışın. Eskiden görüşmediğimiz insanları hayatınızda tekrar dahil edebilirsiniz.

İyi bir arkadaşınızı kahve için dışarı çağırabilirsiniz ve vakit harcayabilirsiniz. İsterseniz sadece ikiniz olursunuz.


2- Bir Aktivite Grubuna Dahil Olun

Bu gönüllülük aktiviteleri olabilir.  Size etrafınızdaki insanları daha çok fark edebilmeniz için yardımcı olabilir.

Komşularınıza ya da yakın arkadaşlarınıza başı sıkıştığı zaman yardım önerebilirsiniz.


3- Daha İyi Dinleyici Olun

Diğer insanlardan öğreneceğimiz çok şey vardır. Onlara vereceğiniz cevabı düşünmektense gerçekten ne söylemek istediklerini iyice dinleyin.

Birçok arkadaşınız muhtemelen ayrılık daha önce yaşadı, size öğretecek çok daha önemli fikirleri olabilir.


4- Kendinizi Başkalarıyla Kıyaslamayı Bırakın

Kendinizi farkında olmadan başkalarıyla kıyaslıyor olabilirsiniz. Özellikle etrafınızda mutlu ilişki yaşayan birileri varsa.

Fakat gerçekten kendinizi başkalarıyla kıyaslamanın hiçbir manası yoktur. Herkes farklı durumların etkisi altındadır ve gerçekten başka insanların hayatında ne olup bittiğini tam olarak bilmeniz imkânsızdır.

Kendinizi sevmek için çalışmalar yapmaya başlamanız ve hepimizin eşit olduğunu fark etmeniz çok daha iyidir. Kendi içinize daha sık bakın ve karşılaştırma ihtiyacınızı unutmaya çalışın.


5- Kendi İçinizdeki Bilgeyle İletişime Geçin

Her zaman bir başkalarından tavsiye bulmak ve neler düşündüklerini dinlemek yorucu olabilir. Kendi kendinize oturun ve kendinizin gerçekten ne düşündüğünü ve hissettiğini anlamaya çalışın.


6- Suçluluk Duygusundan Uzaklaşın

Kendi yetersizliğinizi kendinize kanıtlamaktan artık vazgeçin. Evet bir ayrılık süreci geçiriyorsunuz ve bu asla yeteri kadar iyi olmadığınız anlamına gelmiyor. İlişkiler çoğu zaman birçok farklı nedenden bitebilir.

 İlişkinizin bitmesinin en yüksek ihtimalle sizinle hiçbir ilgisi yoktur. Her şeyi sizin hatanız olduğunu size ısrarla söyleyen mantıklı olmayan o inançlardan uzak durun. Bunun yerine kendinizi daha çok sevmeyi seçebilirsiniz. 


10) Kendinizi tekrardan sevin


Ayrılık sosyal hayatımızda reddedilmenin yaşanacağı en belirgin örnektir ve hiçbir zaman kendinizi bunun olacağına hazırlayamazsınız, ta ki olana kadar.

Bu sadece bir birlikteliğin reddedilmesi değildir, aynı zamanda sizin çabalarınızın ve karşınızdaki kişinin sizi hangi potansiyelde gördüğüdür. Yani başka hiçbir sosyal reddedilmeye benzemez.

Bir ayrılık kendimize verdiğimiz değeri negatif olarak etkileyebilir. Kendi kendinize kurduğunuz duvarların temelinin sallanmasına sebep olabilir.

Yaşadığınız ayrılık sadece sevdiğiniz insanı kaybetmek anlamına gelmez, aynı zamanda o insanla birlikteyken kendinizi hayal ettiğiniz kişi olarak da kaybetmek anlamına gelir.

Birinden ayrılmak reset tuşuna asmaya benzer. Benzer amaçlar ve yürüdüğünüz yolun ayrılmasından sonra kendinizi kaybolmuş ve yalnız hissedebilirsiniz.

Eğer kendinizi tekrardan organize etmeye başlarsanız tekrardan kim olduğunuzu yapılandırmak ve ayırt etmek durumundasınız.

Ve fark etmeniz gereken şey şu ki,

Kim olduğunuz hakkında dürüst olmanın tam zamanı. Bu ilişkinin bittiğine dair ve yaptığınız utanç verici davranışlardan ötürü kendinizde affedin.

Onların hepsini bir kenara bırakın ve kendinizi tekrardan tanıyın.

 Aslına bakarsanız bu kendinizi geliştirmeniz için çok önemli bir fırsattır. Aristotle  bir sözünde “Kendini tanımak bilgeliğin başlangıcıdır.” der.

İşte size yardımcı olabilecek bir teknik,

Kendinizde en güçlü gördüğünüz 10 özelliği bir kağıda yazabilirsiniz.

Kendi güçlü yanlarınızı ve kendinize neler vaat edebileceğinizi anlamak, kendinize tekrar inanmanızı sağlayacaktır. Yeniden hayatınıza birini aldığımız zaman onların ne kadar şanslı olacağına dair size güven verecektir.

Ve bir değer liste de hayatınızda nelerden oldukça memnun olduğunuzu yazabilirsiniz bu beyninizin tekrardan daha pozitif bir şekilde çalışmaya başlamasını sağlayacaktır.

 “Sahip olduklarınızdan dolayı memnun olun, kendinizi daha çoğuna sahip olurken bulacaksınız. Eğer nelere sahip olmadığınıza odaklanırsanız, asla hiçbir zaman sahip olduklarınız size yeterli gelmeyecektir.” - Oprah Winfre

Bu iki listeyi tamamladıktan sonra ne kadar çok şey verebileceğinizi ve ne kadar çok şükür edeceğinizi göreceksiniz.

Ve ne zaman kendinizi kötü hissederseniz bu listeleri tekrardan okuyabilirsiniz.


11) Yeni neşe kaynakları bulun 


İlişkiler iyi oldukları zaman gerçekten iyi bir neşe kaynağı olabilir. Sevdiğiniz insanın yanında uyanmak şüphe geçirmez bir şekilde size kendinizi iyi hissettirir. Bütün bir günü onunla beraber geçirmek, yemek yemek, bir şeyler içmek, konuşmak ve gülmek eğlencelidir.

İlişkiniz bittiği zaman bu güzel günlerin yasını tutmak çok da kolay değildir fakat bu anlar ne kadar mükemmel olursa olsun sadece neşelenmenizin tek bir yol değildir.

Kendi duygularınızın kontrolünü elinize alın.

Eğer bir başka ilişkide mutlu olamayacağınızı sürekli kendinize söylerseniz buna inanırsınız ve bu şekilde gerçekleşir.

Anlam bulmanın bir başka yolu da sevdiğiniz ve tutku duyduğunuz şeyleri yapmaktır. 

Şimdi bu hayatta sizi nelerin mutlu ettiğini bir göz atın.

Her şeyi bir kağıda yazın ve bunlar sizin yeni anlamlar bulmanıza fayda sağlayacaktır.

Örneğin yeni yerler görmek sizin tutkunuzsa tek başınıza ya da arkadaşlarınızla her zaman görmek istediğiniz yere küçük bir tür düzenleyin.

Eğer bunun için yeterli bütçeniz yoksa ya da şu anki durumunuz uygun değilse bile eninde sonunda  gerçekleşecek o gün için  plan yapın.

Ve gördüğünüz gibi şimdiden gelecek için yapacağınız bu plan hayatınızda yeni bir amaç oluşturdu.

Eğer başkalarına yardım etmeyi seviyorsanız bunun için yeni yollar keşfedebilirsiniz.

Örneğin matematikte iyiyseniz başka çocukları matematik öğretebilirsiniz.

Diğerlerine yardım etme konusunda yaratıcı olabilirsiniz.

Her ne olursa olsun yeni aktiviteler bulmak size bir hayat amacı verecektir. Hayat amacı mutlu hissetmeniz için önemli bir etkendir.


12) Güvenli alanınızdan dışarı çıkın


Gelin dürüst olalım. Yeni heyecanlara ve maceralara için sizin güvenli alanınızda çok da yer yok.

Karşınızdaki insanın sizi terk ettikten sonra bunun için çok da istekli olmamanız anlaşılabilir bir durum.

Birçoğunuz bunu yaşıyor olabilirsiniz fakat bu isteğin tekrardan geri gelmesini istiyorsanız birkaç yeni korkutucu deneyim yaşamalısınız. Sınırlarınızı zorlayın.

“Güvenli alan, insanların kendisini ailesinin içinde, güvende ve sakinlikte hissettiği psikolojik bir durumdur. Eğer burada kalırsanız asla değişim yaşayamazsınız. Güvenli alanın dışına adım atmalısınız, değişim, bu alanın sonunda başlar.” -Roy T. Bennett

Bu çok olağanüstü bir durum olmak zorunda değil. Size birazcık gergin hissettirecek olaylar bile sizin için harika olabilir.

Yani size birazcık gergin hissettirecek durumların neler olduğuna bir göz atın. 

Örneğin bir erkekseniz bir kız grubuna gidip yeni bir konuşma başlatmak sizin için korkutucu olabilir.

"Çevredeki en güzel mekanlar hangileri?" gibi küçük bir soru ile bile yabancılarla iletişim kurabilirsiniz ve bu şekilde kendinize meydan okuyarak içinizdeki o isteği tekrardan geri kazanabilirsiniz.

Ve bu yeni insanlarla tanışmak için de harika bir yol da olabilir. 

'Lachlan Brown' yazısından adapte edilmiştir.