Büyük bir belirsizlik içerisinde olduğunuz ve bunun sizi kaygıya ittiği açık.
Yani aslında, sevginizin büyüklüğü, karşı taraftan alacağınız net bir cevap ile şekillenebilecekken, karşı tarafın sessiz kalması, sizin onun adına düşünüp hissetmenize neden olduğundan, aslında yorgunluğunuzun ve huzursuzluğunuzun asıl nedeni de bu.
Eğer karşı taraf, net bir şekilde yaklaşsa belki, sevginizi de yanınızda alıp, bu ayrılığı anlayabilecektiniz.
Fakat şu anda, zihniniz bu olup bitenleri anlamlandırmaya çalıştığından, sürekli size ''ya bunu da yapsaydın, ya şunu da yapsaydın'' şeklinde sorular sorup aslında, vicdanınızla oynuyor.
Fakat tabloya uzaktan baktığınızda aslında, '' sorunlarının olmasını anlayabilirim destek de olurum her zaman ama yanında da istemedi ki beni. '' diyerek, elinizden artık bir şeyin gelmediği noktada, ayrılığınızın mecburi olduğunu, pek tabii siz de biliyorsunuz.
Ve bunun yanında, eğer ilişkide gelinen bir nokta varsa, bunun her zaman iki kişilik olduğunu söylemek isterim.
Yani bu pastada kendinize ayırdığınız dilim kadar, karşı tarafın da dilim hakkı var...
Bu yüzden de aslında, elinizden geleni yapmış olmanın rahatlığını yaşayın isterim.
Siz karşı tarafın ne doktoru, ne terapisti ne de annesisiniz; siz yalnızca, karşı tarafla sevginizi paylaşan, sevgilisisiniz.
Hal böyle olunca, sıfatınızın yettiğince elinizden geleni yaptığınız ve elinizden bir şey gelemediğinde, kendi sağlığınızı korumak adına bu kararı almanız bu yüzden, oldukça doğal ve sağlıklı.
Başlarda üzüntünün ve sorgulamaların doğal olduğunu belirtmek isterim.
Fakat, bu duyguları yaşar ve biraz daha hareketli olmak adına, her yeni günde hayatınızın iplerini yavaş yavaş elinize almaya başlarsanız, bu süreci sağlıklı bir şekilde geçirip, bu deneyimin sizi büyüttüğü ne ve yeni ilişkilerinizde daha sağlıklı tercihler yapabilme yetinizi geliştirdiğini göreceksiniz.
Bu yüzden biraz zaman ve odaklanma yönü, kendinize olsun isterim.
Sevgilerimle...