Soru sor

İkili ilişkiler üzerine soru sor, Psikologlardan cevap al!

Smokinli.com'da romantik ilişkiler üzerine soru sorabilir, sorulmuş sorulara tecrübelerinizden yola çıkarak cevap verebilirsiniz.

Soru Sor!

Discorddan bir sunucuda tanışmıştık. Farklı illerdeydik. Ben o zamanlar başkasını seviyordum. İlk zamanlar birlikte müzik dinlerdik. Ramazan günleri özellikle. İftara kadar konuşur müzik dinlerdik.  Ama hep sunucudan konuşurduk. Bir gün bu döngü bozuldu. 16 Mayıs 2021'de.

Müsait misin diye sordu. Evet, bişey mi oldu dedim. Biriyle dertleşmeye ihtiyacı olduğunu söyledi. Bana anlatabileceğini söyledim. Anlattı bana başından geçenleri. Dinliyordum, teselli ediyordum. Bir süre sonra o bana dertlerini anlatabiliyorsa ben de ona anlatabilirim ona güvenebilirim dedim. Artık biz normal arkadaş değil dert arkadaşıydık. Bir süre böyle dertlerimizi anlatarak geçti. Daha sonra en iyi arkadaş olmuştuk. Bu süre içinde hoşandığım kişiyi ona da söylemiştim. Ama farkediyordum. Onun hakkında konuşmak istemiyordu.

 Bir süre sonra benim memleketimden yaşadığım ile dönmem gerekiyordu. Dedi müzik dinleyelim. 8 saatlik yolculukta sabahladı. Benim için dayandı, uykusundan oldu. (Aynı şeyi ben de onun daha sonraki uzun yolculuklarda yaptım tabi ki.) İlk defa ailem dışında birisi bana bu kadar ilgi gösteriyordu. Ben artık ondan da etkilenmeye başladım. Ailesi çok baskıcı. Bazen derdi bana ailem bu arkadaşlığımızı öğrenir ise bizi evlendirir diye. Ben de evlenelim derdim. Evleneceğimizin hayalini kurardık.  Daha sevgili bile değiliz evlenmekten bahsediyoruz diyip susardık. 26 Haziran 2021  e kadar bu böyle gitti. Ben o gün üniversite sınavına girdim. Tyt aşamasına.  Onu da beni de tanıyan bir ortak arkaşımız vardı. Onun sınavının nasıl geçtiğini sorduğumda biraz muhabbet ettik. Bana kızın benden hoşlandığını söyledi. Bunu o kıza söyledim ve bana dedi ki. Evlendik demeni beklerdim. Dedim istersen olur. İlkte şaka sandı ciddiye almadı. Ciddi olduğumu görünce çok şaşırdı ve heyecanlandı. Dedi düzgün bi teklif et öyle bir şey söyleyeyim.

Benimle o düşündüğümüz hayalleri gerçekleştirmeye var mısın?

Dedim. O da bana:

Seninle her şeye varım.

Dedi. Artık sevgiliydik ve ikimiz de çok mutluyduk. Birbirimize yaşadığımız kötü olayları birlikte aşacağımızı ileride hepsini unutacağımızı söyledik. Burada söyleyemeyeceğim bir nedenden adını sevmiyordu. Bana sen bana adımı sevdirdin demişti. 

Aradan zaman geçti. Üniversiteyi kazandım. İçinde bir korku vardı. Üniversiteye gidince onu unutacağımı düşünüyor ve korkuyordu. Böyle bir şey olmayacak dedim ve olmadı da. Ona hediye aldım. Bu hediyenin bile çok uzun bir hikayesi var. Ama kısaca anlatayım. Cebimde çok para olmazdı ailemin ekonomik problemlerinden dolayı. Birgün oldu ve ben bu parayı çarçur etmek yerine sevgilime hediye alarak harcamayı düşündüm. Ona söyledim. Tabi ki bunu değil. Ona babasının doğum gününde gelen hediyeden şüpheleneceğini ve doğum gününde değil de şimdi gitsin ki şüphelenmesin dedim. Kabul etti. Hediye geldiğinde çok mutluydu.

Oyuncak ayıydı bu hediye.

Bana kızdığın zaman bu ayıya kız. Bana ihtiyacın olduğu zaman bu ayıya sarıl. Gece uyurken bu ayıya sarılarak uyu dedim. Öyle yapacağım dedi. Bazen tartışırdık ama hiç küs uyumazdık. En sonki seferde ona trip attım ama ciddi bir şekilde. O buna kızdı ben de ona kızmıştım. Ona bir video attım. Bir dizi sahnesinden ayrılık konuşması yapan birisinin videosuydu. Bu videoyu görünce kötü oldu ve bana yazdı. Ben sana küs uyuyamam dedi. Ben de dedim. Özür dileyip barıştık.

Olay akışına dönecek olursak.

Onun okulu açıldı. Okulu açılınca konuşmamız ciddi oranda azaldı. Ama gene de konuşuyorduk. Artık sabahları o okula giderken telefonda konuşuyorduk. Bana aşkım demeye utanırdı. Bazen onu teşvik ederdim aşkım demeye. Bana derdi ben seninle konuşurken heyecanlanıyorum. Ben de heyecanlanıyordum ve bu bence iyi bir şey. Sınıf arkadaşları ile arası çok yoktu. O sıralar teneffüslerde hatta bazen derste bile bana yazardı. Sonucunda telefonunu yakalatırdı öğretmenine ama uslanmazdı. Bana yazdığı fazladan bir saniye bile onun için önemliydi. Benim için de önemliydi ama ben ona böyle yapmamasını derste derse odaklanmasını söylerdim. Dinlemez gene yazardı. Hoşuma da gidiyordu. Ama onun iyiliği için yapma demek zorundaydım. Arkadaşları ile arası iyi olmayınca sınfını değiştirdi. Asıl olay burda oldu zaten. Yeni arkadaşlarıyla ilk zamanlar çok tanışmadığı için bana yazardı. Sonra tanışıp bir grup kurunca konuşmalarımız daha da azaldı. Artık bana doğru dürüst yazmıyordu. Ödev yapacağım diyip konuşmayı bitirirdi. Bir süre sonra ödev yapacağından haber bile vermemye başladı. Ben ondan mesaj beklerken o ise ödev yapıyordu. Yapmasın demiyorum yapsın tabi ki de. Ancak bana da haber versin. Bir gün bana ödev yapacağını bile söylemeden konuşmayı kesti. Aradan baya bi zamn geçti. Artık  gece olmuştu. Geleceği yok gibydi ve uykum da gelmişti. İyi geceler mesajı atıp uyudum. Bana sabah yazdı. Ben uyumuşum ödevden sonra kusura bakma dedi. Artık ciddi konuşmamız gerekiyordu. Ödevlerini gene yap ama bana haber ver dedim. Senden mesaj bekliyorum o kadar yazmıyorsun. O kadar zaman çöpe gidiyor. Bari o sırada ben de başka şeyler yapayım dedim. Birkaç kez söyledi ödev yaparken sonra gene söylememeye başladı. Artık konuşmalarımız çok ciddi bir oranda azalmıştı. Günde en fazla 30 dakika konuşuyorduk. İlk zamanlarda sabahtan akşama kadar konuşurduk ve ben kendimize de gün içinde zaman ayıralım diyince bana çok kızmıştı. Ama şimdi daha da vasat bir durum vardı ortada. Ama gerçekten ödev yaptığını düşünüyordum ( hâlâ daha öyle düşünüyorum). Daha önce korona virüse yakalandı. O zamanlar hasta olduğu için sürekli uyurdu ve gene çok az konuşurduk. O zamanlar gibi sanıyordum bu zamanları da. Aradan 2 hafta geçti. 2 haftada günde en fazla 30 dk konuşuyoruz. Ayrıldığımız gün (26 ekim 2021) 4. ayımızı kutladık ve çok mutluyduk. Telefonda konuşuyorduk ve biranda babası eve geldi. Telefonu kapatmak zorunda kaldı. Yaklaşık 2.5 saat ondan haber alamadım. Şu günlerde ne kadar az konuştuğumuzu farkettim ve bunu ona söyledim. Bei artık eskisi gibi sevmediğini ara vermek istediini söyledi. Ne kadar zor olsa da kabul ettim. Etmek zorundaydım. Ama onsuzluğu denemedim. Onunla konuşuyormuş gibi notlar yazdım. Bizim şarkılarımız vardı onları söyleyip ses kaydı aldım. 29 ekimde ona yazacağıma karar verdim. Çok heyecanlı bir bekleyişin ardından o gün geldi. Yazdım. İlkte cevap vermedi. Elimden gelen her yerden yazdım(mail bile attım). En sonunda cevap verdi. Yazdığım notları atıp normalde ses kayıtlarını notları okuduktan sonra dile diyecektim ama okumazsın diye ilk önce kayıtları dinle zaten bunlar da sana okutamazsa başka hiçbir şey okutamaz dedim. Sesi de dinlemeyeceğini notları da okumayacağını, sevgisini haketmediğimi söyledi.

Ben attım gene de. Atarken beni engelledi. Hepsi gitmedi. Nerdeyse heryerden engellemişti beni. Mesajlar, Discord ve Spotify kaldı sadece. Mesaj attım okumasını rica ettim. Vakti olunca okuyacağını söyledi. Ayrılık hakknda konuşmaya başladım. İlk önce ailesinin öğrendiğini söyledi. Aşarız bu problemi dedim. Daha sonra kendini benden soğutmak için başkası var dedi. İnammadım çünkü verdiği isimde tanıdığı bile yoktu ki sevgilisi olsun. Ondan uzaklaşmam için söyledi. Ara verdiğimiz gün ban seni başkasıyla görürsem deli gibi kıskanırım demişti. 3 günde ne ara beni unuttu da sevgili yaptı. İnanmadım. Daha sonrasında ailesinin öğrenmesinden korktuğunu o yüzden bitirmek istediğini söyledi.

Daha öğrenmemişlerken bitirmesi çok saçma. Madem bundan korkuyordu neden 4 ay devam ettirdi. Babası polis acaba öğrendi de 'Bak bu çocuğun hayatını karartırım ya bitir ya da sen bilirsin" mi dedi? Yoksa türk filmi klasiğinde mi yaşıyorum?

Beni bu kadar severken neden bitirmek istiyor anlamış değilim. Playlistimiz vardı Spotify da. Ara verme süreci boyunca birbirimize mesajlar veren şarkılsr ekledik playliste. Madem sevmiyordun neden ekledin? Dedim. Playlist benim eklemek istedim ekledim zaten sildim playlisti dedi. Ama silmedi. Hâlâ daha silmedi. Bir açık kapı mı bırakıyor yoksa? Ya da belki de yaşanmışlıkların anısına silmedi. Arkadaşlarım ve ailem ona biraz daha süre tanımam gerektiğini söyledi. 17 kasımda doğım günü var. O zamana kadar yazmayacağım. O zaman hem doğum gününü kutlar hem de durumu sorarım. Yoksa bu sitenin linkini atıp bu yazdılarımı görmesini mi sağlamalıyım? Ya da bu kendimi küçük duruma düşürür ve beni ezik görüp benden daha da mı soğur? Onu unutmak istemiyorum. Ama onun beni unutacağından korkuyorum. Ne yapmalıyım? Unutmaya mı çalışmalıyım yoksa sabırlla beklemeli miyim bana döneceği günü? Bana dert arkadaşı olarak kalabileceğimizi söyledi. Yoksa arkadaş mı kalmalıyız?

Biraz uzjn bir yazı oldu. Cevaplarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Senin İçin Seçilmiş Sorular

Soruya cevap vererek, soran kişiyle tecrübeni paylaşabilirsin.

Cevap Yaz
1 Cevap

Öncelikli olarak, içinde bulunduğunuz süreçte ruhsal olarak zorlandığınızı ve belirsizliği gidermeye çabaladığınızı görmekteyim.

Sorularınıza tek tek yanıt verecek olursam, ''bu sitenin linkini atıp bu yazdılarımı görmesini mi sağlamalıyım?'' sorunuzun yanıtı için ve belki de tüm sorularınızın yanıtı için, karşı tarafa karşı kasıtlı bir adım atmamanızı öneririm.

Adımlar kendinize doğru olursa, kurtuluş yakındır.


'' Ya da bu kendimi küçük duruma düşürür ve beni ezik görüp benden daha da mı soğur? '' sorunuzla dahi, esasında sizin vericiliğinizin karşılığının, karşı tarafta alıcılık olacağının farkındasınız.

Öyle ki, bu verme süreci daha da devam ederse, karşı taraf bu çabasızlığı iyice benimseyecektir.


''Bana dert arkadaşı olarak kalabileceğimizi söyledi. Yoksa arkadaş mı kalmalıyız?'' sorunuza cevaben, esasında arkadaş olarak başlanılan ilişkiler, bittiğinde arkadaş kalmak, bir nevi gerçekçi olabilir.

Fakat yine de, buradaki süreci yönetmek kolay olmadığından, arkadaşlığın, sahici arkadaşlarınızdan oluşması en sağlıklısıdır.


'' Unutmaya mı çalışmalıyım yoksa sabırlla beklemeli miyim bana döneceği günü?'' sorunuz ise, bundan sonra yapmanız gereken cevaplara işaret etmektedir.

Karşı tarafın tavrı net olduğundan, bundan sonra oraya doğru attığınız her adım, özünüzden vermenize sebep olacaktır.

Özveri ise, oldukça tehlikeli bir kavramdır.

Çünkü özünüzden verirseniz, geriye sizden bir şey kalmayacaktır...


Bu noktada, adımlarınızı kendinize doğru atmanızı isterim.

Bir gününüzü, en sağlıklı şekilde geçirmeye çabaladığınızda, var olan duygularınız yaşanacak ve yaşandığı için de solacaktır.

Akabinde ise, acı vermemeye başlayarak, daha sağlıklı karar verebileceğiniz bir sürece gireceksiniz.

İşte o aşamada, sevginin eylem gerektirdiğini ve, ilişkinin ''iki'' kişilik olduğunu anımsamanızı isterim.


Sevgilerimle...

Cevap yazmak için giriş yapınız.