Öncelikle içinde bulunduğunuz ve ruhsal anlamda zorlandığınızı net bir şekilde ifade ettiğiniz, ''Nişanlımın ailesi ve kaynım sürekli eltimle kayınvalidemin samimi samimi resimlerini bana çekip atıyorlar .'' cümlenizde bahsettiğiniz gibi, karşı tarafın ailesi ile sınırın gerekliliğini belirtmek isterim.

Bu noktada, evlilik gerçekleştirme niyetiniz esasında, güzel duygularla ve deneyimlerle ilerleme noktasından, odağınız karşı taraf ve nişanlınızın ailesi olduğundan, bu tür uyarıcılara ne kadar az maruz kalırsanız, sizin için o kadar sağlıklı olacaktır.

Esasında bu, kaçmaktan da ziyade, sağlıklı sınırlar çizmenize, henüz aile içerisinde olmamanızdan kaynaklı, size de iyi gelecektir.

Evlilik sonrası dahi bu sınırların varlığı, öncelikle sizin ruh sağlığınızı koruduğu gibi, sizin iyi haliniz, ilişkinize de olumlu olarak yansıyabilecektir.

Bu sınır sonrası aslında, davranış söndürme çalışmalarında olduğu gibi, tepkisiz kalmak, karşı tarafın aldığı hazzı azaltacaktır.

Ve hatta belki, sizin karşı tarafla ilgili sorup dahil olacağınız bir konuşma da, karşı tarafın sizin tepkilerinizden aldığı hazzı azaltmakla beraber, ellerindeki silahı aslında aldığınızdan, bu davranışları sergilemek artık karşı tarafa, eskisi kadar zevk veremeyecek, ve burada davranışlarda doğal bir azalma olacaktır.

Burada ise, bu hayatta önemli olanın kendiniz olduğu, nişanlığınızla keyifli bir ilişkinizin varlığı ve de ailesini memnun etme gibi bir göreviniz olmadığını, kendinize her daim hatırlatın isterim.

Doğallığınız ile, kim yanınızda kalmak isterse, sizin için bunlar, gerçek ve samimi ilişkiler olacaklardır.

Diğer türlü ise, besleyebildiğiniz kadar sevgi ve olması gerektiği kadar saygı ile, nişanlınızın ailesinden sıyrılıp, odağınızı kendinize çevirmeniz, buradaki meşguliyetlerinizi arttırmanızla, bu eziyet de azalarak, en az etkiler hale gelebilecektir.

Burada ise devreye, ''sabır'' girmelidir...

Sevgilerimle..