Öncelikle hissedebiliyor olmanın tadını çıkarmanızı isterim. Çünkü hissetmek, insana insan olduğunu ve yaşadığını anımsatan en güzel faktörlerden. Bunun yanında, hayatın her şeyi barındırdığını hatırlatmak isterim. Kabul olabileceği gibi reddin de olabileceği, sevincin olabileceği gibi üzüntünün de olabileceği gibi. Çünkü hayatı hayat yapan budur. Bizce 'kötü' diye adlandırdığımız her durum ve olay, istisnasız bizi büyüterek 'biz' olmamızı sağlar. Bu yüzden, en kötü, kendi gelişiminize katkıda bulunacağınız bir deneyiminiz olur ve yolunuza daha da büyüyerek ilerlersiniz. Bundan dolayı anı yaşamanızı isterim. Sevgiler

Birinden hoşlandığımızda duygularımızı açıkça ifade etmek yerine kaçıngan davranışlar sergilemeyi ve karşı tarafın bir adım atmasını bekleriz. Bu davranışın altında yatan en net sebep ise reddedilme korkusudur. “Ya benimle aynı duyguyu paylaşmıyorsa? Ya rezil olursam? Ya bir daha beni görmek istemezse?” gibi endişe içeren düşünceler adım atmayı engeller. Ne hissettiğinizi önce kendinize tanımlayın. Aşk herkese göre değişen bir kavramdır, ancak hislerinizin yoğunluğunu anlamada ve adım atmada bir rehberdir. “Ne hissediyorsunuz? Hangi sıklıkla hissediyorsunuz? Bu kişi size ne ifade ediyor?” gibi sorularla duygularınızı tanımlayın. Böylelikle duygularınızı karşı tarafa ifade ederken bu tanımlamalar size kolaylık sağlayacaktır. İlk adımı beklentiyle atmak hem ifade biçiminizi hem de rahat olmanızı engeller. Bu adımı karşılık almak için atmıyorsunuz. Sadece hislerinizin ne olduğunu aktarıyorsunuz. Beklentiye girmemek uygulamaya döküldüğü zaman çok kolay değildir, ancak elinizden geleni yapmaya çalışın. En kötü senaryoyu düşünün. Olabilecek en kötü durum hislerinizin karşılığının olmaması olacaktır ki bu sizi değersiz, sevilmeyen biri yapmaz. Hislerinizi bir kere söylemeyi başarırsanız devamı çok daha kolay olacaktır.

Merhaba. Kişiler genellikle reddedilmekten, kötü bir cevap almaktan ya da terslenmekten korkarlar ancak işler istediğiniz gibi gitmezse, korktuğunuz gibi ilerlerse en kötü ne olabilir? Üzülürsünüz doğal olarak ama bu üzüntü de belli bir süre sonra geçecektir ve hayatınıza devam edip başka birilerini tanıma yoluna ilerleyeceksinizdir. Bazen risk almak gerekir diye düşünmekteyim. Bu kişiye açılmaktan önce iletişiminizi kuvvetlendirmeniz daha iyi olabilir. Bu kişiyle iletişiminiz yoksa ufak ufak adımlar atmak, önce arkadaşlığınızı ilerletmek (sonuçta sevgililik temelinde de arkadaşlık vardır) daha sağlam ilerlemenize ve karşınızdaki kişinin sizin hakkınızdaki düşüncelerini anlamanızda yardımcı olacaktır. Karşınızdaki kişinin ilgisi olup olmadığını ya da ilgisinin oluşup oluşmayacağına yönelik bir fikriniz olursa açılıp açılmama konusunda daha net bir kararınız da olmuş olur diye düşünüyorum. İyi akşamlar dilerim. :)

Onunla konuşup muhabbetini ileri seviyeye taşıyabilirsin. Sosyal medyasını al instagramdan falan takipleşin. Akışına bıraktığın zaman gerisi zaten gelir merak etme.