Öncelikle, size eziyet veren ''düşüncelerin'' yapısından biraz bahsetmek isterim.
Gün içerisinde aklımıza yaklaşık 40.000 düşünce gelmektedir.
Bunlardan bir kısmı, bizim bile isteye çağırdığımız, düşlediğimiz düşünceler ve görüntüler iken, bir kısmı hiç bir temasımız olmamasına rağmen, karşımıza aniden ve hızla geldiğini görürüz.
Bunlar bazen cümleler bazen ise karşımıza görüntüler olarak çıkar, işte bu aniden beliren düşüncelere ''otomatik düşünceler'' denir.
Bu düşünceler eğer, yıkıcı bir hal aldıysa da adını '' olumsuz otomatik düşünceler '' olarak alır.
Burada, salt olarak Bilişsel Davranışı Terapi eğitimi olan bir psikolog ile, bu düşünceleri ve sağlıklı davranış alternatiflerini çalışmanız neticesinde, günlük yaşam refahınızı tekrar elde edebilmenizin mümkün olduğunu söylemek isterim.
Bu noktada, bir şekilde terapi sürecine giremezseniz, dahi, düşüncelerinizle ''hiç konuşmamanızı'' isterim; bırakın, akıp gitsinler.
Bir müddet sonra, sizi üzemeyeceklerini anladıklarında, sizi rahat bırakacaklardır, buna biraz sabır etmeniz gerekmektedir.
Bunun yanında, gün içerisinde daha aktif ve istekleriniz dahilinde anlamlı davranışlar hareketlerin içerisine girmenizle, düşüncelerinizin yıkıcı etkisini hafifletmeniz de mümkün.
Bir olay sonrası, odaya çekilip telefonla vakit geçirmektense, o telefon ile, sevdiniz bir arkadaşınızı görüntülü aramak, spor anlamında evde pilatesten tutun, ip atlamaya kadar birçok alternatif ve sağlıklı davranışlar içinde bulunmanız ile, duygu durumunuzun daha dengeli bir hale geldiğini göreceksinizdir.
Bunun yanında, ''İyi Hissetmek - Burns'' kitabını edinirseniz, sıkıntılarınızı bu kitaba uyarlamanız ve çalışmanız sonucu, hayat kalitenizi arttırabileceğinize inanmaktayım.
Sevgilerimle...