Merhaba. Sorduğunuz sorunun aslında net bir cevabı yok. Çünkü bu ilişkiden ilişkiye, kişiden kişiye değişen bir durumdur. Önemli olan ne kadar zaman geçirildiği değildir. Önemli olan geçirdiğiniz zamanın ne kadar kaliteli geçtiğidir. Bu yüzden bunun net bir cevabını vermek mümkün değil. İlgi bekleyen bir yapınız olabilir ama bu beklentinin dengeli bir halde olmaması sizi oldukça yıpratabilir. Çünkü insanların hayatlarında gün içinde dikkatlerini yöneltmeleri gereken, gününün çoğunu etkileyen işleri ve öncelikleri olabiliyor. Aynı gün içinde sizin de başka işleriniz ve öncelikleriniz olabileceği gibi. Bu yüzden bu beklentinin her an karşılanmasını beklemek sizi yorabilir ve bu beklentinin karşılanmaması sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Bu yüzden partnerinizle beraber olduğunuz anların kaliteli geçmesine odaklanmanızın ve "an"da kalmanızın önemli olabileceğini düşünmekteyim. Aynı zamanda bu ilgi beklentisi konusunda kendinizi dengede tutmaya çalışmanız iyi olabilir bence. İyi geceler dilerim. :)

Esasında sorunuzun içinde kendi cevabınızı vermişsiniz.. Sanırım tam olarak 'bebeklik' çağında, karşımızdaki kişiden koşulsuz ve her an 'ilgi' bekler haldeydik en son. Bu evrede ise bu isteklerin olması ve karşılanması gayet doğalken, bu durum genç yetişkinlik, yetişkinlik gibi evrelere geldiğinde hoş karşılanmayabiliyor. Çünkü, karşımızdaki kişi artık her koşulda bizi 'besleyecek' ebeveynimiz değil, belki sevgilimiz , belki eşimiz.. Hal böyle olunca, siz bir bebek, karşıdaki kişi de bir ebeveyn olmadığından, bu ilgi beklentisi uzun vadede ilişkilerde sıkıntıya yol açabilmekte. Siz yol yakından bir sorgu sürecine girdiğinizden, burada bu sorunun net bir cevabı olduğunu düşünmemekteyim. Yani her ilişkinin dinamiği ve o ilişkiyi yaşayan insanların kişilik özellikleri birbirlerinden farklıdır. Ve bu yazısız kurallar, bu etkenlerle koyulabilir. Günde belki sadece 1 saat görüşüyor olursunuz fakat o kadar kaliteli bir 1 saattir ki, günün her anında beraber olmamayı gerektirir. Yani zaten ihtiyaç duyulmaz. Burada bu halinizin olabildiğinde esnetilmesi ve bundan sonra aklınızda soru işareti hala varsa, bu görüşme meselesini partnerinizle karşılıklı sakin ve samimi bir iletişimle konuşup ortak bir karar alabileceğinizi düşünmekteyim. Sevgiler..

İlişkilerde bireylerin beklenti ve istekleri farklılık gösterebilir. Siz ilgi ve sevginin sürekli gösterilmesini tercih edenlerden olduğunuzu ifade etmişsiniz. Partnerinizden beklentilerinizi belirlerken dikkat etmeniz gereken birkaç nokta olduğunu söylemek isterim. İlişki yaşadığımız kişiyi tümüyle sahiplenmek yerine onun da kendine özgü alanlarının olduğunu bilmek ve buna saygı duymak gerekir. Ailesinin, sosyal çevresinin, kendine özgü alanlarının, işi veya okulunun olduğunun bilincinde olmak bunlardan kalan zaman içerisinde isteklerinizi karşılamasını beklemek belki de daha doğru olur. Siz kendinize özgü alanlarınızı partnerinizle doldurmak isteyebilirsiniz ancak o ise farklı bir şekilde değerlendirmek isteyebilir. Bu durumu size rahatça ifade edebilmeli ve sizin de saygı göstermeniz gerekir. Partnerinizin size sürekli ilgi göstermediği sizi sevmediği veya istemediği anlamına gelmediğini kendinize hatırlatmanızı isterim. Tabii ki bu durum karşınızdaki kişinin yaşam tarzıyla ve tutumuyla şekillenebilir. Belki o da sizinle aynı düşüncededir. Açıkça konuşarak her iki tarafın da sınırlarını belirlemesi ilişkinin sürekliliği açısından faydalı olacağını düşünüyorum.

Merhaba, ilişkilerde mutlu olmanın sırrı ilişkiyi yaşayan bireylere göre değişse de bazı değerler herkes için geçerli. Sevme tarzlarımız farklı olsa da, gösterme biçimlerimiz çeşitlilik gösterse de en temelde sevilen kişiye bunu göstermek esastır. İlişkide karşılıklı olarak birbirine ilgi göstermenin önemi olduğu kadar kişilerin birbirine bazı alanlar bırakması da aynı derece önemli bence. Siz bu alana ihtiyaç duymuyor olsanız bile karşı taraf duyabilir. Her insan farklıdır: kimi insanın kendi alanına ihtiyacı vardır, kimi insan ise sevgilisiyle ne kadar çok zaman geçirse sıkılmaz. Bu durum, iki tarafın da birbirini sevmediği anlamına gelmez. Her an, her gün ve her dakika karşımızdaki insanın ilgisinin bizim üzerimizde olmasını bekleyemeyiz sadece. Partnerimizin ilişkisindeki sevgililik rolü dışında yaşamında başka rolleri olduğunu ve bu rollerden beklenenleri gerçekleştirebilmesi için de enerjiye ihtiyacı olduğunu kabullenmeliyiz. Beraber olduğumuz insanla birlikte zaman geçirmek son derece önemlidir, fakat bu kendinize ait bir hayatınızın olmayacağı anlamına gelmez. Her dakika birlikte olmak uzun vadede ilişkinize zarar verebilir. Çünkü konuşacağınız konular azalır ve birbirinizden sıkılabilirsiniz. Bunun aksine özel bir dünyası, farklı ilgi alanları olan bir partnere her zaman daha fazla ilgili duyulur. Yani aslında görüşme sıklığıyla ilgili net bir kural olmasa da ikinizin de birbirinden bağımsız, kendinize ait bir dünyası olması aslında hem paylaşımınızı arttıracak hem de zaman zaman birbirinizi özlemenizi sağlayarak ilişkinizi güçlendirecektir.