Merhaba, 

Bir ilişkide iki tarafın her şeyi olmak aslında güzle gibi gözükse dahi kişileri bir çıkmaza sokmaktadır. Sevgi, sosyal ve ilgi alanını kısıtlayan bu durum partnerleri bunaltabilmektedir. Aynı şekilde sizin de kendinize olan özgüveninizi zedeleyerek hayatta sizi iyi eden tek şeyin partneriniz olduğuna inandıran yanlış bir düşünceye sokabilmektedir. 

Çiftlerin kendi özel alanlarında arkadaşları ve ailesi ile de paylaşılan bu ilgi ve sevgi tek yönlü partnerden beklentiyi azaltarak daha mutlu bireyler halimize gelmemizi sağlamaktadır. Burada yalnızca partnerinize yoğunlaşmanız yalnızca sizi değil karşı tarafı da yormuş ve ilişkiye olumsuz davranışlar olarak yansımıştır. 

Burada kendinize ve partnerinize sağlayacağınız alan ile bir süre ilişkiye arar vermek iki tarafa da iyi gelecektir. Daha sonrasında duygularınızı yeniden dinleyerek yapıcı bir ortamda yapılan konuşma 2 senelik bir ilişkinin devamı için adım olabilir. Ama şu an için alev alan bu durumun biraz olsun dinmesini beklemektir. 

Sevgilerle..

Yazdıklarınızdan aslında, '' onunla olduğum sürecede aşırı sosyal olamadım ve o da aynı şekildeydi biz birbirimizin herşeyiydik '' diyerek, ilişkinin çıkmazını açıkladığınızı görüyorum.

Öyle ki, aşık olduğumuzda, duygusal sel baskını diye bir kavramla karşılaşırız ve, mantığımız devreden çıkar.

Mantığın devrede olmaması ile aslında, çok sevgiden, birbirinin her şeyi olmak ve, en tehlikelisi olan, birini hayatın merkezine almakla, asıl sıkıntı başlar.

Öyle ki, ilişkilerde fedakarlık ve özveri çok tehlikeli iki kavram olduğundan, burada karınızı feda ettiğinizi ve özünüzden verdiğinizi görüyorum.

Bu anlamda, https://www.smokinli.com/blog/iliskilerde-asiri-fedakarlik/ yazısına bakmanızı isterim.

Peki, özünüzden verirseniz, geriye ne kalır ki?

Burada da aslında, hayatın merkezine alınan kişinin, hayattan çıkması ile, hayat inşasının çöküşüne şahit olmaktayız.

Burada, '' kalbim gerçekten büyük boşluk içinde. ne yapmalıyım ?'' sorunuza cevaben, şu an hiçbir şey yapmamanızı isterim.

Çünkü bu boşluk dediğiniz şey aslında, bu sel baskınının yerini, dinginliğe bırakması ve mantığı tekrar devralma aşamasıdır.

Burada, zihninizin olan bitenleri anlamlandırmaya ihtiyacı olduğundan, ona bu zamanı verin.

Bu sırada, elbette ki üzüleceksiniz, fakat, bu üzüntünün önüne geçmez, gelen duygularınızı olduğu gibi yaşarsanız, bir süre sonra, şifanın ve huzurun geldiğini, bu duyguların başta yeşerdiğini ama sonrasında solduğunu, size, sizi yeniden verdiğini göreceksiniz.

Bu, başı olduğu gibi sonu da olan sadece bir süreç.

Bu süreci daha sağlıklı geçirebilmek için ise, https://www.smokinli.com/blog/eski-sevgilinizi-nasil-unutacaginiza-dair-ipuclari/ yazısına muhakkak göz atmanızı isterim.

Esasında siz, kendinizi kazandınız, sadece biraz zaman...

Sevgilerimle..

Öncelikli olarak yaşadığınız durumda karşı tarafla kurduğunuz iletişimin yeterli sıklıkta olup olmaması konusunda her iki tarafın farklı düşünceleri ve beklentileri olabileceğini belirtmeliyim. Keza ilgi konusunda da her iki taraf farklı beklentilere sahip olabilir. Aynı zamanda ilgi noktasında algılanan ilgi düzeyiyle gerçekte gösterilen ilgi düzeyi birbirinden farklı olabilir.

Partneriniz sizin ilgi ve iletişim sıklığına dair dile getirdiğiniz düşüncelerinize olumsuz bir biçimde tepki verdiği için aranızda bir tartışma başlamış. Bu tartışma sonucunda karşı taraf bu durumun daha önce de tarafınızca dile getirildiğini ve bu durumdan sıkıldığını belirterek ayrılmak istediğini sizinle paylaşmış.

Yaşanılan durumla ilgili geçmişte tartışmalarınıza konu olan problemlerin çözümü noktasında yapılması gerekenler ihmal edilmiş olabilir. Böylelikle ilişkinizin sağlıklı bir biçimde ilerlemesinin önünde engeller oluşmuş olabilir. Çözüm aranmayan ve “halının altına süpürülen” tartışma konuları zaman içerisinde tarafların yıpranmış hissetmesine sebep olabilir.

Hissettiğiniz rahatsızlığı dile getirmenizle birlikte beklenmedik bir tepki almanızın ve ilişkinizin sonlanmasının ardından karşı tarafın sizinle iletişim kanalları tek taraflı olarak kapatması ise olumsuz duygular deneyimlemenize katkı sağlayabilir. İçinde bulunduğunuz bu noktada hissettiğiniz olumsuz duyguların yoğunluğunun fazla olduğunu, karşı tarafın da size suçlu hissettirmesiyle kendinizi gerçekdışı bir biçimde suçlu hissedebileceğinizi fark etmelisiniz.

Duruma dair objektif bir değerlendirme yapabilmek adına bu değerlendirmeyi olumsuz duygularınızın yükü azalıncaya dek ertelemenizin, bu süreçte hissettiklerinize odaklanmanızın ve kendinize karşı şefkatle yaklaşmanızın faydalı olabileceği kanaatindeyim.

Öte yandan bu süreçte hissettiklerinizi yakın çevrenizle paylaşmanız sosyal destek ihtiyacınızı karşılamanızla sonuçlanabilir. Bu süreçte karşı tarafla zorunlu durumlar dışında iletişim kurmamanız, karşı tarafın davranışlarına odaklanmak yerine kendi hayatınıza odaklanmaya çalışmanız ve kendinize zaman ayırmanız sürecin anlamlandırılması açısından faydalı olabilir.