Merhaba. Öncelikle yaşadığınız durumu adlandırabiliyor olmanız gerçekten önemli bir adım bu noktada. Birçok insan fiziksel şiddetin boyutlarını görüp bunu adlandırabilse ve daha kolay fark edebilse de şiddet her zaman karşımıza fiziksel olarak çıkmaz ve psikolojik şiddeti adlandırmak fiziksel şiddete nazaran daha zor olabilir. Biriyle beraberken arada sırada olumsuzluklar yaşasak da temelde niyetimiz o kişiyle mutlu olmaktır. Bu amaçla partnerler birbirlerinin ihtiyaçlarına cevap verir, birbirlerine destek olur ve de birbirlerinin yanında bulunur. Hiç kimse bir ilişkide aşağılayıcı tavırları, destek olunması gerekirken köstek olunmayı, yetersiz hissettirilmeyi hak etmez. Erkek arkadaşınızın neden böyle davrandığı sorusuysa burada cevaplandıramayacağımız kadar kapsamlı olabilecek ancak kendisini yeterince tanıyabilirsek doğru değerlendirebileceğimiz bir durum. Sadece buna dair bir kaç varsayımımız olabilir. Genellikle kendi çocukluk döneminde şiddet veya benzeri travmatik deneyimlere sahip olan bireylerin ileride şiddet göstermeye meyilli bireyler olabileceği varsayılır. Öte yandan bu partnerinizin kendi bilinçaltında saklı olan kadın-erkek imajından da kaynaklanabilir. Özellikle yaşadığımız çevrenin etkisiyle bazı toplumsal normal fark etmeden bilişlerimizde kendisine yer edinebilir. Yani sosyal öğrenme olarak adlandırdığımız bir durumla bunu kendi çevresinden gördüğü ve gözlemlediği şekilde öğrenmiş de olabilir. Duygusal şiddeti uygulayan kişi karşısındaki insanı kontrol etmek ve üzerinde egemenlik kurmak için bu yönteme başvurabilir.. Partnerinizle onun bu davranışlarının hem size hem ilişkiye zarar verdiğini, sizi duygusal olarak yıprattığını, karşılıklı saygı çerçevesinden uzaklaşmadan, sınırlarınızı tanıdığınız sağlıklı bir iletişim kurmanın gerekliliğinden bahsedin. Eğer çağrılarınız cevapsız kalırsa ve karşınızdaki kişi bu şekilde duygusal bir şiddet uygulamaya devam ederse öncelikle kendi psikolojik sağlığınızı gözetmenizi tavsiye ederim.

Psikolojik şiddet kişinin ruhuna en az fiziksel şiddetin bedene vermiş olduğu kadar zarar verir. Niyet ne olursa olsun bu durum fark edildiğinde kişi kendini korumak adına gerekli çizgiyi çekmelidir. İlk başlarda çok önemsemeseniz bile sevgilinizin size uyguladığı psikolojik şiddetin devam etmesi sabrınızı taşırmış ve bunu dile getirmişsiniz. Verdiğiniz tepki bana sert gelmedi açıkçası. Siz de insansınız ve duruma fazlasıyla tahammül göstermişsiniz. Rahatsızlığınızı dile getirmeniz sonucunda davranış değişikliği olmadı anladığım kadarıyla. Sergilediği davranışların size nasıl hissettirdiği anlaması adına "ben" dilini kullanarak bir kez daha konuşabilirsiniz. Konuşmanızdan sonra bu durumun devam etmesi halinde kendiniz için en iyi seçeneği belirlemenizi ve bu yönde adım atmanızı isterim.

Öncelikle bu ilişkinin size verdiği zararı gözlemlemenizi ve ilişkiye devam etmek isteyip istemediğinizi bireysel olarak sorgulamanızı isterim. Size şunları hatırlatmak isterim; rahat insanlar olmamız uygulanan şiddetten zarar görmeyeceğimiz anlamına gelmez ama belki aldığımız zararı önemsemediğimiz anlamına gelebilir. Fakat bu gibi durumlar bilindiği üzere, form değiştirmeye yatkın riskli olabilecek ve verdiği zararın önemsenmeme lüksü kalmadığı bir duruma evrilebiliyor. Duvarımız için bir sanat eseri aldığımızda onu bazı günler güzel bazı günler çirkin algılarız. Sanat eserinin çirkin olduğunu düşündüğümüz günler artarsa sanat eserini duvardan kaldırabiliriz. Ya da başka bir seçenek bu sanat eserini algılama şeklimiz üstünde çalışarak onu duvarda durmaya değer görebiliriz. Yalnız tek sınırlılığımız bu sanat eserinin aslını değiştiremeyiz. Aynı şekilde hayatlarımızı yaşarken etki edebildiğimiz tek şey kendimizdir. Ve bir başkasının üstünde kendi rızası, isteği olmadan asla etkili olamayız. Aslında siz bir iletişim denemişsiniz anlattığınız kadarıyla ama anladığım kadarıyla değişim olmamış ki burada bulmuşsunuz kendinizi. İlişki içinde rahatsızlıklarımızı söylemenin yanlış bir yanı yoktur aslında. Bu yüzden size yaptığınızdan çok farklı bir şey söyleyemeyeceğim fakat yine de birkaç şey sıralayacağım; sadece belki ben dilini kullanmak, onun ve davranışlarının sizdeki etkisinden bahsetmek, böyle davranmasını neden istemediğinizi anlatmak faydalı olabilir. Yine de tekrar belirtmek istiyorum karşı tarafların kendi rızası olmadan, bir etki kurabilmeniz çok da mümkün değil bu yüzden kendi his ve rahatsızlıklarınıza kendinizin de saygı duyup sahip çıkmanızın önemini hatırlatmak istiyorum.

Burada sıkıntıyı oldukça hissettiğiniz ama niyetinizin de ayrılmak olmadığını anlamak mümkün. Fakat en başından söylemek isterim ki, üzerinde hakimiyet kurup değiştirebileceğimiz tek şey, 'kendi davranışlarımız'dır. Hal böyle olunca, eğer karşı taraf davranışlarını değiştirmek için bir istek ve çaba içerisine girmiyorsa, ne yazık ki elden de bir şey gelmemekte ve bu kez oklar size çevrilmekte. Çünkü, karşınızdaki kişi bir sıkıntı görmediğinden, bir değişime de gitmeyecektir. Tekrar anlatayım deseniz, esasında kaç kere ifade ettiniz. Bundan dolayı bu noktada, bu ilişkiye nasıl ve ne şekilde devam edebileceğinizi tartmanız gerekmekte. Her bir insan bu dünyaya gelirken bir anlam ile gelir, bir değer ile hayatını idame ettirir. Siz ise o anlam ve değerlerden birisiniz. Sizden bir başka daha yok. Neden değersizleştirilmeye izin veresiniz? Sevgiden ise, 'sevginin' tek başına 'sağlıklı' bir ilişkiyi sürdürmek için yetmediğini söyleyebilirim. Yanında mutlaka saygıyı da, anlayışı da, arkadaşlığı da güveni de arar. Her ilişki ve karar bir tercihten ibarettir. Her ilişki içerisindeki dinamikler de o kişileri ilgilendirir. Sağlıksız bile dense, kişiler durumdan memnun ise, ilişki 'yürüyor' demektir ve pek de bir kimseye söz düşmesine olanak vermemektedir. Fakat burada sizin huzursuzluğunuzu sezmek mümkün. Çok sevdiğiniz anlaşılır fakat, sevginin davranışa yansıması, ilişkiye aktarılması da, sözlerden daha da önemlidir. Bunların neticesinde kendiniz için en sağlıklı adımı atacağınıza inanmaktayım. Sevgiler