Merhaba. "Sevgilimi üzmek veya kaybetmek istemiyorum." demenizden de ona ne kadar değer verdiğinizi anlamak mümkün. Ancak ilişkiniz içinde de kendinizi sorguladığınız noktalar var sanıyorum ki. Aslında bu çok normal. Çoğu zaman akışın içerisindeyken kendi içimize dönüp bakmamız, neler hissettiğimizi, düşündüğümüzü, istediğimizi dinlememiz oldukça sağlıklıdır. Öncelikle her ilişkinin dinamiği birbirinden çok farklıdır. Bu nedenle şu anki ilişki dinamiğinizi, hatta şu anki partnerinize verdiğiniz tepkileri bir öncekiyle kıyaslamanız aslında pek uygun olmayacaktır. İlişkinin başında yeni bir insanı tanıdığımız, beraber yeni bir şeylere adım attığımız için heyecanımızda bu oranda yüksek olabilir. Daha sonra bu heyecanın zamanla azalması aslında o insanın hayatımızdaki yerine alıştığımızı gösterebilir. Yine de partnerle yeni şeyler deneyimlemeye devam edilerek ilişki hareketlendirebilir. Sizin kafanızdaki düşünceler bu bahsettiklerimin dışındaysa sizi rahatsız eden noktaları biraz daha somutlaştırmanızı isterim. Partnerinizi seviyor, ona değer veriyor ve saygı duyuyor olabilirsiniz ancak bir ilişkiyi güçlendiren şeylerden birisi de aşktır. Eğer kafanızdaki şeyler aşkın eksikliğinden kaynaklanıyorsa bu noktada bir suçluluk hissetmeden asıl ne yapmak istediğinize, kendinizi ilişkinizin devamında nerede gördüğünüze odaklanmanızı tavsiye ederim.

Merhaba. Bazen herkes düşünmek istemediği düşüncelerin içinde hapsolmuş gibi hissedebilir. Bu olabilir. Bundan dolayı kendinizi suçlu hissetmemelisiniz. Bu suçluluk hissi sizi bu düşüncelerden kaçmaya itecektir ve kaçtığınız düşüncelere daha çok yakalanmanıza sebep olabilir bu his. Düşündüklerinizi kabul ederek ve bunları adım adım inceleyerek bir çözüm bulmak daha iyi olacaktır. Nasıl adım adım ilerleyebiliriz? Şöyle ki: Öncelikle düşüncelerinizi netleştirmeye çalışmanız iyi olabilir. Bu düşünceleriniz ne zaman, ne yaşandıktan sonra aklınıza geliyor veya geldi? Sonrasında bu düşünce aklınıza geldiğinde hissettiğiniz duygunun ne olduğunu isimlendirmeniz iyi olacaktır. O gün genel olarak nasıl olduğunuzu düşünün mesela daha sonra. Sizi bunaltacak, üzecek başka bir şey yaşandı mı gün içinde? Karşılaştırdığınız diğer durumlarda verdiğiniz tepkilerle bu duruma verdiğiniz tepkiler arasındaki farkların neler olduğunu bulmaya çalışın. Mesela pandemi bile bir etken olabilir. Bunları düşünmek size düşündüklerinizin neyden kaynaklı olduğunu anlamanız konusunda size yardımcı olabilir. (Partnerinizden mi? Sizden mi? Yoksa başka bir durum mu var? gibi) Bunları yazmak, netleştirmek adına iyi olabilir. Eğer düşüncelerinizin içinde daha çok kayboluyorsanız ve bu düşünceler artıyorsa, kendinizi daha da kötü hissediyorsanız, ilişkiniz ve siz bu durumdan çok etkilenmeye başlarsa o zaman bir profesyonelle yüz yüze görüşmeniz (online da olsa) iyi olabilir. İyi günler dilerim. :)

Esasında siz birçok yöntemi deneseniz de, yazdıklarınızdan size hala eziyet veren 'düşüncelerin' varlığını görmek mümkün. Burada bu düşünceleri yakalamanız önemli. Bu yakalama sonrası, onların her birini yazmanız, reçetenizin ilk adımı. Bundan sonra bu düşüncelere bakın, gerçekten ne ile mücadele ediyorsunuz? Çünkü belli ki, belki de sizin bile farkında olmadığınız bir durum söz konusu, her ne kadar akışta bırakmak için çabalasanız da, altta sular kaynamaya devam ediyor. Bu işlem sonrası, bu düşüncelerin hangisi gerçek, hangisi hüsni kuruntu, bunları ayırt etmeniz önemli. Ki, gerçek sorunlara gidip, bunları çözebilin. Bu noktada da, devreye, artı ve eksi hesabı girebilir. Yani, düşüncelerinizi sorgulama aşamasında, hangi yöne gideceğinize dair, artıların toplamı, size fikir verecek, ve bu belirsizlikten kurtaracaktır. Bu işlemleri yapmada, bir şekilde sıkıntı çekerseniz, Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimi olan bir psikolog ile iletişime geçmenizi ve düşüncelerinizi çalışmanızı isterim. Ki, terapi sonunda, kendi kendinizin terapisti olarak çıkabilin. Biraz içsel sorgu, biraz çalışma, sonrasında karar, işin içinden çıkamaz iseniz de, destek.. Sevgiler