Öncelikle yazdıklarınızdan zorlayıcı bir süreç içerisinden geçtiğinizi görmekteyim.
Öyle ki, öz eleştiride bulunmak gerçekten de, bir güç gösterisi olduğundan, bu anlamda kendi gücünüzün yalnızca parlamaya ihtiyacı olduğunu belirtmek isterim.
Çünkü baştan sona, neyi neden yaptığınızın, farkındasınız.
Bu noktada da aslında, ''Kendimi affetmekle uğrasacagım bir de'' cümlenizin oldukça manidar olduğunu belirtmek isterim.
Çünkü bu deneyim, sizi oldukça acıtsa ve zorlasa da, aslında size eşsiz bir öğreti ile gelmekte.
''Üzgünüm çok üzgünüm benim travmalarım benim problemlerim kimseye yaşatmaya hakkım yoktu. '' cümleniz de aslında, bundan sonraki ilişkilerinizde, sizin 'hasta' karşı tarafın da 'doktor' rolünü almayacağının, garantisi niteliğinde.
Elbette ki her birimizin acıları vardır.
Fakat, hayatımızı birleştirdiğimiz kişiler yalnızca, sevgili, eş gibi sıfatları alabilmektedir.
Çünkü biz, kendi acılarımızı yansıttığımızda, karşı taraftan da bilgisi ve ilgisi olmadığı bir sıfatı bekleriz demektir.
Gerçek dışı beklentiler ise, yalnızca zedeleyecektir.
Bu anlamda, kaçmadan acınızı yaşamanızı isterim.
Çünkü duygularınızı sindirdiğinizde, başta yeşertseniz de, sonunda solduklarını ve, size oldukça anlamlı bir tecrübe bıraktıklarını göreceksiniz.
Yaşadığımız her şeyin, hayatımıza giren herkesin bir görevi vardır; bizi 'biz' yapmaya çalışmak.
Bu yüzden hayat bir varış noktası değil, bir süreçtir.
Ve de kendi serüveninizde, bu sürecin tadını çıkarmanızı isterim, 'gerçek size' ulaşmak için...
Sevgilerimle..