Soru sor

İkili ilişkiler üzerine soru sor, Psikologlardan cevap al!

Smokinli.com'da romantik ilişkiler üzerine soru sorabilir, sorulmuş sorulara tecrübelerinizden yola çıkarak cevap verebilirsiniz.

Soru Sor!

Akıl ve kalp arasında kalmak sizce nedir. Bunun psikolojik, felsefik anlamları nedir? Bir insan birine karşı neden aklı ve kalbi arasında mücadele eder? 

( farklı bir soru olduğunu kabul ediyorum ve benimle paylaşmanızdan onur duyuyorum. İyi ki varsınız smokinliler . . 🙏🏻)  

Senin İçin Seçilmiş Sorular

Soruya cevap vererek, soran kişiyle tecrübeni paylaşabilirsin.

Cevap Yaz
3 Cevap

Merhaba,


Öncelikle burdaki akılın "mantık" olduğunu belirtmek isterim. Kalp ise mantığımızı bozan yaramaz çocuk gibidir. 


Duygularımızı konumlandırdığımız yer kalbimiz iken akıl ise mantığımızı yöneten yerdir. Yukarda da belirttiğim gibi kalp vücudun yaramaz çocuğu gibidir devamlı koşar düşer asla laf dinlemez ve isteklerinin peşinde koşmaktan vazgeçmez. Kısacası yaşadığımız her duyguyu doruklarda yaşar ve meraklıdır. Akıl ise vücudumunuz yetişkini gibidir. Bize daima mantıklı olanı savunur kuralar koyar,  yapmamız gereken şeyler ile ilgili neden- sonuç ilişkileri kurar ve kalbi dizginlemek için varmış gibi davranır.  


Ama insan olumsuza yatkın olduğu gibi kendini üzecek durumları da seçmeye programlıdır. Vücudun yetişkin bireyini dinlemekten hoşlanmaz. 


Hangisini dinlemeliyiz kısmına gelirsek evrensel bir cevabı yoktur. Kalbini dinleyen hep üzülür akılla hareket etmek gerekir miti yanlıştır. Kalp ve akıl arasından birini seçmek evde bulunan bir üyeyi devamlı yok saymak gibidir. Kendi benliğimizin yarısını çöpe atmak gibidir aynı zamanda. Zaten bu tercihte birini seçmek yersizdir. Her ikisi de insanlar için çok temel ihtiyaçları karşılar. Odaklandıkları ihtiyaçlar farklılık gösterse de ikisi de gereklidir. Örneğin bir ilişkiye başladığınızda birini sevmek istiyorsunuz burada kalbiniz devreye girer ancak ona nasıl güven duyacağınız ile ilgili elinizdeki durumlar ile aklınızda davranmanız gerekir. Herhangi bir ihtiyacı yok saymak mantıklı olmaz. 


Yani kısacası ikisinin bir arada olduğu bir benlik en sağlıklı kararları almamıza yardımcı olacaktır. Bir evin tüm üyeleri değerlidir ve bir görevleri vardır..


Sevgilerle..



Duyguların yapısı itibariyle bizi belirli davranışlara yönelten biyolojik sinyaller olduğunu söylememiz pek de yanlış olmaz. Örneğin bir haksızlık algıladığımızda öfke hissederiz ve hissettiğimiz öfke bizi yanlış olduğunu düşündüğümüz durumu düzeltmeye çalışmaya, bu yanlışı dile getirmeye ya da intikam almaya yöneltir. Bunun dışında bir durumda utanç hissetmemiz utanç duygusunu oluşturan durumu saklamaya çalışmamıza neden olur. Hissettiğimiz tiksinme duygusu bizi tiksindiğimiz şeyi ortadan kaldırmaya yöneltir.


Hissettiğimiz duygu açığa çıktığında duygunun gerektirdiği davranışı gerçekleştirmeden önce bu duruma mantığımızla yaklaşmaya çalışmamız ve mantığımızın bizi duygumuzun yönlendirdiği davranışın dışında bir davranışa yöneltmesi çelişki hissetmemize neden olabilir. Hissettiğiniz bu çelişkiyle birlikte yaşadığınız duruma dair bir karar vermek zorunda hissedebilirsiniz ve çelişkiniz karar vermenizi zorlaştırabilir.


Bu noktada yaşadığınız durumu bir insana karşı yaşıyor olsanız da herhangi bir duruma karşı yaşıyor olsanız da karar vermeden önce verebileceğiniz kararların avantaj ve dezavantajlarını listelemeniz, ardından bu avantaj ve dezavantajlar arasında kıyaslama yaparak karar vermeniz faydalı olabilir. Karar verme sürecinde duruma dair isteğinizi de göz önünde bulundurmanız gerektiğini kendinize hatırlatmalısınız.


Esasında duygu ve mantık gerçekten de birbirinden ayrılan ve var olan iki kavramdır.
Duygu, mantıktan biraz daha önce davranır ve genelde, mantığa göre biraz daha fazla hacim kaplayabilir.
Fakat, duygunun yoğun olduğu bu zamanlarda, örneğin, aşık olunduğunda, duygusal sel baskını dediğimiz bir olay gerçekleşir ve mantık, bir süreliğine devreden çıkar.

Bu yüzdendir ki aslında, radikal bir karar vermeden önce, biraz zamanın geçmesini, duyguların sindirilmesini isteriz.

Bu aşamada verilen karar, duygunun varlığı yanında, hayattaki var olan şartları, gerçekleri ve kapasiteleri gözeteceğinden, aslında kendiniz için uzun vadede en sağlıklı verebileceğiniz karara işaret etmektedir.

Bu savaşı yaşıyorsanız, memnun olun isterim çünkü, sadece duygularınızın peşinden yaprak misali savrulmuyor, gücünüzü, ihtiyaçlarınızı ve gerçeklerinizi göz önüne alabiliyor ve bu doğrultuda bir karar verebilmek için, bu mücadeleyi veriyorsunuz demektir.
Her zaman istediğimiz, bu iki kavramın ortasında buluştuğu, denge halidir.

Sevgilerimle...

Cevap yazmak için giriş yapınız.