Yaşadığınız durumun, can sıkıcı bir yönü olmakla beraber, esasında değiştirebileceğimiz tek kişinin, kendimiz olduğunu belirtmek isterim.
Öyle ki, nişanlınızın ailesinin, duygularını, düşüncelerini değiştirme şansı, dünya üzerinde yalnızca kendilerine ait olduğundan, burada, değiştirebilecekleriniz ve değiştiremeyeceklerinizin ayırdı, oldukça önem kazanmaktadır.
Esasında nişanlınızın ailesine atfettiğiniz anlamı sorgulamanızı isterim.
Evlilik, elbette ki önemli bir kurum olmakla, evlenince ailelerin de bir araya gelmesi söz konusu olmakla beraber, o aileden bu denli sevgi isteğinizin yoğun olmasının nedenini, kendinize sormanız önemli.
Tabloya uzaktan baktığımızda, aileye bu söz hakkını esasında, ilişkinizin samimiyetinden verildiğini anladığımdan, burada ayrıca 'sınırların' üzerinde durmak anlamlı olacaktır.
Yani burada, doğal bir rekabet ortamı yaratmadığınızdan emin olmanızı isterim.
Bu algı eğer sizin tarafınızdan yaratılırsa, bu kez insanlar da, 'juri' olmak için, heveslenebilirler.
Burada özellikle, bu huzursuzluk duygusundan her kaçtığınızda, bunun pekişeceğini belirtmek isterim.
Bu yüzden, bu duyguyu bir kere yaşama cesaretini göstermeniz önemli.
Bir kere bunu yaşarsanız, bu duygunun sonrasında eskisi kadar zarar vermediğini göreceksiniz.
Çünkü burada bu kez devreye 'kabul' girecektir.
Haliyle, siz bir savaş içerisinde artık olmayacağınızdan, yani bu savaştan çekildiğinizden, artık bir ''taraf'' da olmayacaktır.
Bunu deneyimlerken, odağınızı kendiniz ve hayatınız için adım atmaya yönlendirirseniz, bir sonraki adımlarınızda bunu daha keyifle yaptığınızı göreceksiniz.
Şu an burada, istemeden yapmanız, bu döngünün kırılmasına yardımcı olacaktır.
Bunlarla beraber, sınırın ilişkilerinizde varlığı, sevgi talebinizin artık karşıdan değil kendinizden olması ve, her bu ortama girdiğinizde, bir niyetiniz var ise bunu saygı çerçevesinde ifade ederek, savaşta olmadığınızın altını çizmeniz ile, bu durumlara tepki vermedikçe, karşı tarafın da hamleleri nihayetinde azalacaktır.
Sevgilerimle..