Öncelikle, böylesine yoğun duygular beslediğiniz bir ilişkinin, kendinize zarar vermediğini fark etmeniz ve bunun için, 2 haftadır bu iletişimi kesmiş olmanız, gerçekten oldukça anlamı; çünkü ''yazdıktan sonra direkt mesajları siliyorum okuyamıyorum çünkü bu kadar kendini nasıl küçük düşürürsün diyorum '' diyerek aslında kendinize haksızlık etseniz de, esasında sizin ne denli güçlü olduğunuzu göstermekte.
Esasında burada vurgulamak istediğim, tıpkı bu 2 haftayı kendinize vermeniz gibi, bu süreyi yaşatmanızı ve bu kararda sebat etmenizi isterim.
Çünkü aslında, zihniniz ise, onsuz yaşayamayacağınızı ya da bu acının çok büyük ve hiç geçmeyecek olduğunu söylese de, gerçekten kendinize ''uzak'' kalma fırsatı verdiğinizde, senaryonun bu kadar dehşet verici olmadığını ve filmin devamında, elbette ki üzüleceğinizi, bunun biraz zaman süreceğini fakat, en nihayetinde, anka kuşu misali küllerinizden doğduğunuzu göreceksiniz.
Yeter ki, kendinize bu şansı verin.
Bir zaman sonra, duygularınızı yaşadığınız ve bundan kaçmadığınız için, duygularınızın hafiflediğini göreceksiniz.
İşte o zaman, minik hareketler, en çok istediğimiz şey.
Sizi, hayatta kılmak için, hayatın içinde görmeye ihtiyacımız olduğundan, hayatınızdaki; iş, okul, aile, sosyallik, spor, hobi gibi alanları belirleyip her biri için minik adımlar atmanızı ve hayatın içine karışmanızı isterim.
Adına yas dediğimiz bu süre, travmanın iyileştirici gücünden faydalanmamız ile, ''kabullenme'' dediğimiz, sizin bu romanı rafa kaldırdığınız, size birçok sözden daha kıymetli bir yaşam tecrübesi bırakmış olarak bundan sonra daha sağlıklı ilişkiler kurmanızı sağlayarak, size gücünüzü bahşedecektir.
Bununla alakalı, daha detaylı bilgi almak için ise, https://www.smokinli.com/blog/eski-sevgilinizi-nasil-unutacaginiza-dair-ipuclari/ linkine tıklamanız, yeterli olacaktır.
Biraz zaman, biraz sebat, biraz hareket ve sonu huzur...
Sevgilerimle..