Öncelikle aranızda karşılıklı bir ilginin varlığını görmek mümkün.
Burada, 2 sene boyunca aranızdaki dinamiğin bir isim alamamasının nedeni olarak esasında, karşı tarafın aranızdaki bu ilgiyi hayatında nereye koyması gerektiği konusunda bocalaması olarak görüyorum.
Öyle ki, esasında bu kötü olmak ya da sevgisizlikle ilgili değil, aksine, var olan sevginin, hayatta konumlandırılamamasından söz edilebilir.
Burada da, kötü niyetten, kasıttan söz etmek yerine, buna sebep olarak, genetiğini, huy diye adlandırdığımız doğuştan gelen ve oldukça katı olan özellikleri, ebeveyn ile kurulan ilk bağı, içinde yetişilen çevreyi ve bu zamana kadarki ilişki deneyimlerinden bahsederek, esasında yelpazeyi genişletmek mümkün.
Bütün bunların sonucunda, karşı tarafın değerleri, hayattan ve ilişkilerden beklentileri şekillenmekte.
Burada aşamaların herhangi bir ihmali ise, esasında hayatına, ilişkilerine denge yoksunluğu olarak yansımakta.
Tüm bunları anlıyor olmak önemli, çünkü bu empati sayesinde esasında karşı taraf adına beslediğiniz yüklerinizden arınabilirsiniz.
Bundan sonrası için ise, esasında hayatınızdaki anlamınızı, kaybetme fikrinin canlandırdığını söylemek isterim.
Bu yüzden de, 2 sene sonra, bu karmaşanın içinde size bir adım attığını söylemek mümkün olur.
Tüm bu aşamaya kadar da, hayatınızın akıbeti için, endişelenmeniz pek doğal.
Burada, temkinli ilerlemenizin yararlı olacağını söylemek isterim.
Bu sırada, sizin kendinize gerçekten ne istediğinizi sormanız ve bir yanıt almanız, karşı tarafın hamlesi ile savrulmak yerine esasında, sağlam ve kendi ihtiyaçlarınızdan doğan bir karar almanız, sizin psikolojik refahınız için oldukça yararlı olacaktır.
Sevginin ifadesi pek güzeldir, yalnız bu ifadenin davranışlara ve hayata yansımasını isteriz, gerçek anlamda bir sevgi paylaşımı için...
Sevgilerimle..