Soru sor

İkili ilişkiler üzerine soru sor, Psikologlardan cevap al!

Smokinli.com'da romantik ilişkiler üzerine soru sorabilir, sorulmuş sorulara tecrübelerinizden yola çıkarak cevap verebilirsiniz.

Soru Sor!

Benim babam bir süre önce vefat etti ve aramızdaki ilişki de bir noktada sevgi ve nefret arasında gidip geliyordu o zamanlar. Sonra yaşadığım tüm ilişkiler terk edilmem ile son buldu , kendinin farkında olan bir insan olarak ve terk edilirken dahi çok iyi ve çok mükemmel bir kadın olduğum söylenerek bu durumu sorguladığımda sıkıntının nereden kaynaklandığını bulamıyorum. 25 yaşındayım ve ilişkilerimde ayrılmayı benim düşündüğüm anlar olsa da hiçbir zaman bu noktayı koyma cesaretine giremedim. Her zaman sanki bırakıp gitmekten sonra düzeltilebilir bir yan vardır diyerek hareket ettim. Bazen çok uyumlu bir insan olsam da son 1-2 yıldır daha çok kendi isteklerime odaklı, tamamen karşısındaki uymaya çalışmayan biri olmaya doğru evrildim. Öyle ya da böyle neticede erkekler bir sorun olmasa dahi bir noktada ilişkiden koptular. Sorunun şu ya da bu davranış olduğunu temelde düşünmüyorum. Belki de tek sıkıntım aslında karşıdakinden daha çok o ilişkiden kopma isteğim olmasında rağmen asla bu konuda bir girişime yanaşmıyor oluşum. Birini terk edip bir daha görmemeye ilişkin o adımın benden geliyor olması fikri hala beni rahatsız ediyor. Belki de babamla olan ilişkimden ve neticede onu sonsuz şekilde kaybetmiş olmamın verdiği sıkı sıkı tutunma hissinden böyle olduğunu düşünüyorum. Biraz daha sağlam kalmayı öğrendim terk edilme konusunda ve insanlarla ilişkilerimin bazen bitmesi gerektiğini düşünme konusunda. Ama henüz istediğim an bir  ayrılık yoluna girme ve bu adımı atma konusunda hiç iyi değilim. Ne yapmam gerekiyor bilmiyorum

Senin İçin Seçilmiş Sorular

Soruya cevap vererek, soran kişiyle tecrübeni paylaşabilirsin.

Cevap Yaz
2 Cevap

Öncelikle babanız için baş sağlığı dilemek isterim, mekanı cennet olsun.
Yazdıklarınızı okuduğumda, gerçekten de farkındalığınızın ne denli yüksek olduğuna şahit oldum.

Öyle ki, esasında var olan ilişkilerinizin girişi, gelişmesi ile ilgili anlamlı fikirleriniz var, sıkıntı, bu ilişkilere bir son yazamamakta.

'' babamla olan ilişkimden ve neticede onu sonsuz şekilde kaybetmiş olmamın verdiği sıkı sıkı tutunma hissinden böyle olduğunu düşünüyorum '' cümleniz gerçekten bu size bazı eziyet veren düşüncelerin, inançların temelinin nereden geldiğini anlamımızı sağlıyor.

Erken yaşamda, ebeveynimizle olan bağlanma türümüz, kendisini genç yetişkinlik döneminde romantik ilişkilerde göstermektedir.

Öyle ki, bağlanma türlerinden olan Kaygılı Bağlanmada, bağlanan kişi muhtaç kişi olarak görülmesine sebep olan, bakım verenin bebeğin ihtiyaçlarına karşı tutarsızlık göstermesiyle, kişi, ihtiyaçlarına karşı bağımlı bir tutum sergilemeyi öğreniyor olabilir.


Yani, ihtiyaçlarının karşılanması ve ilgi görmesi için, hep bir mücadele etmek zorunda kalmıştır ve bu elde ettiği dönüt ise, kolay vazgeçilecek bir dönüt olmadığından, çocukken her ne kadar işimize yarasa da, yaş aldıkça isteklerin, ihtiyaçların ve beklentilerin değişmesiyle, bu kez işimize yaramayan noktaları dahi tutar hale gelebiliriz.


Tıpkı ilişkilerinizde, sonuna kadar gitme isteğinizin var olması gibi.

Esasında, siz, elinizden geleni yaptığınızdan emin olmak istiyorsunuz.

Çünkü burada ayrıca devreye, sizin küçük yaşta edindiğiniz değerler ve kurallar devreye giriyor.


Hal böyle olunca, hem bağlanma, hem de yetişirken değerlerin oluşması, kendisini yetişkin ilişkilerde canlı bir şekilde gösterebiliyor.

Bu anlamda, nedenini bilmek, farkındalık için pek tabii bir sağaltım sağlayacaktır.


Fakat burada çözüme gitmek adına, ''Biraz daha sağlam kalmayı öğrendim terk edilme konusunda ve insanlarla ilişkilerimin bazen bitmesi gerektiğini düşünme konusunda. '' cümlenizin peşinden gitmenizi isterim.


Çünkü, hali hazırda bir kayıp süreciniz var.

Bu kaybı kabullenene kadar, duygularınızı yaşamanız ve başka hiçbir şeyle mücadele etmemeniz, sürecin sağlıklı bir şekilde son bulması için en sağlıklı adımlar olacaktır.

Bu noktadan sonra ise, aslında korktuklarınızla bir araya gelmemek için yaptığınız ''Her zaman sanki bırakıp gitmekten sonra düzeltilebilir bir yan vardır diyerek hareket ettim.'' gibi durumlarla aslında, korkuları daha çok besler hale geldiniz.


Fakat bunun böyle devam etmemesi gerektiğini, asıl korkularınızın bu kaçınmalar olduğunu fark ettikten sonra da, her ne kadar acı çekseniz de, bu acının anlamlı, gerekli ve insani bir acı olduğunu keşfederek bununla yüzleşmeye karar verdiniz.

Bu kararınızda sebat etmenizi isterim.

Çünkü sonunda, pek tabii sizin de duygularınız, istekleriniz, ihtiyaçlarınız, beklentileriniz olabileceğini, esasında bir insan hayatınızdan çıkıyorsa, sizin hayatınızdaki görevinin bitmiş olduğunu ve, eğer bu ilişkiyi bitiren tarafın siz olmanız gerekiyorsa, bunun devamlılığının taraflara daha büyük ve dönülmez yaralar açabileceğini, bu yüzden medeniyetin ve kararlılığın her zaman şifa getireceğini, pek tabii biliyorsunuz.

Bu tarafınızı beslemekten, parlatmaktan vazgeçmeyin; bu tarafınız sayesinde, uzun vadede hayatınızı daha refah yaşayabiliyor olmanız mümkün olacaktır.


Sevgilerimle..


Merhaba, 


Öncelikle kaybınızdan dolayı çok üzgün olduğumu belirtmek isterim. 


Ebeveyn kaybı insanların yaşadığı en travmatik olaylardan birisidir. Üstesinden gelmek ve hayata yeniden adapte olmak oldukça zorlu bir süreçtir. Çoğunlukla kişiler bu dönemde duygularını öfke ile dile getirirken yazdıklarınızdan böyle bir davranış örüntüsü ortaya çıkarmadığınız görüyorum.  Bu durumda naif davranışlarınız ve partnerinizi üzmeme davranışlarınız oldukça takdir edilesi. 


Ancak yazdıklarınızdan partnerinizden ayrılmak isteseniz dahi bunu yapamadığınızı ve sonunda terk edilenin siz olduğunuzdan bahsetmişsiniz. Burada babanız vefat etmeden önceki ilişkinize dikkat çekmek isterim. “Nefret ve sevgi arasında gidip gelen” babanız vefat ettiğinde bu durumun yaşanıyor oluşu ve sağlıklı bir vedanın yaşamamış oluşu siz de “ bana kırgın mı gitti? Yeterince vakit geçiremedik mi ?” Gibi sorulara sebep olmuş olabilir. Kendinize itiraf edemeseniz dahi bu durumu içerlemiş oluşunuz partnerleriniz ile veda etmek yerine aranızı hep iyi tutma davranışına yol açmış olabilir. 


Burada ölümün sizin elinizde olmayan dışsal bir faktör olduğunu anlamak önemlidir. Kontrol edemediğimiz dışsal faktörler için kendimiz de suç aramak zihinsel enerjimizi boşa harcamaktır. Ölümü kontrol edemezsiniz ancak hayatınıza giren insanların kim olduğu ve ne zaman ilişkiyi sonlandırmak istediğiniz sizin elinizde olan bir faktördür. 


Sorununuzu anlatırken net ve kendinizden emin tavırlarınızın tüm hayatınızda uygulamanız dileğiyle.. 


Sevgilerle..

2 Yorum
Apiciik

Apiciik

çok teşekkür ediyorum, bir noktada belki de hiç dikkat etmediğim bir yanı vurguladınız. aslında her ilişkimin bitişinde de üzülüp ağladığım an gözümün önüne babam geliyor. sanki o erkeklere değil de her seferinde babama ağlıyormuşum gibi hissediyorum. bu durumu nasıl düzeltirim hiç bilmiyorum. artık herkese uyumlu olan bir insan olurken içimde birtakım acıların yaralarının mahcubiyetini duymak istemiyorum. kararlı hep karşıdakine bırakan değil de döngüyü değiştiren taraf olmak istiyorum. umarım başarırım. 17 Ocak 2021 16:06

Sger

Sger

Rica ederim umarım :) 17 Ocak 2021 17:17

Cevap yazmak için giriş yapınız.