Esasında kaygının varlığını, bulunduğumuz süre neticesinde, daha çok hissetmeye başladığımızı söylemek isterim.
Asıl sınavın sağlıkla olduğu bu süreçte, gelecekle ilgili net fikirlerimiz olamadığından, etkisini farkında ya da farkında olmaksızın, yaşamaktayız.
Bu genel kaygının yanında aslında, hayatınızda sizi etkileyen içsel ve dışsal faktörlerin de olduğunu görüyorum.
Fakat en nihayetinde, kaygı dediğimiz bu duyguya neden olan şey aslında, düşüncelerimizdir.
Örneğin, bu sağlıkla ilgili ise, '' ya korona olursam'' ya da '' ya sevgilim ile ayrılırsam'' gibi.
Bu düşüncelerin varlığı, belirsizliği işaret ettiğinden, belirsizlik de doğal olarak kaygıyı getirecektir.
Bu kaygının artık şiddetinin arttığı, öyle ki, bazı titreme, kalp çarpıntısı, göğüs ağrısı gibi bedensel belirtilerin eklenmesi ve, günlük hayatın artık işlevsiz bir hale gelmesinden söz ediyorsak, burada aslında önceliğimizin, bir psikiyatri hekimi olması gerekmektedir.
Bu yüzden burada öncelikle bir rutin kontrol olan, ruhsal muayenenin gerçekleşmesi sonrası, adımınız, Bilişsel Davranışçı Terapi eğitimi olan bir psikolog olursa, burada duygularınız, düşüncelerinizi ve davranışlarınızı çalışmanız neticesinde, sağlıklı baş etme mekanizmaları geliştirebilir ve yaşam refahınızı arttırabilirsiniz.
Bunun yanında, kendi kendine terapi anlamında, '' Kaygı - Aktav '' kitabını edinip buradaki bilgileri takip etmeniz neticesinde de, muhakkak fayda göreceğinizi belirtmek isterim.
Sevgilerimle..