Esasında bahsettiğiniz kavramlar olan '' sevilmiyorum '' , ''güçsüzüm'' gibi kavramlar, şemalar dediğimiz ve tohumunun erken yaşamda atıldığı inançlardır.

Bu şemalar öyle kuvvetlidir ki, hayatımızı ya onlara boyun eğerek, ya da onlara karşı aşırı önlemler alarak, aksini ispat ederek yaşarız.

Bu anlamda, https://www.smokinli.com/blog/iliskilerde-degersizlik-hissi/

 yazısına muhakkak bakmanızı isterim.

Bu noktada da aslında, erken yaşamdan gelen bu iki başlığı bir şekilde kabul ederek yaşadığınızı, fakat artık, daha sağlıklı ilişkiler kurabilmek istediğinizi anlıyorum.

Bu yüzden bu konunun önemini anlatan, https://www.smokinli.com/blog/iliskilerde-guven-neden-onemlidir/ yazısına bir göz atmanızı isterim. 

Sağlıklı bir şekilde baş edebilmek için ise,  ''Yaşam Tuzakları İçin Şema Terapi - Roediger'' kitabını edinmenizi isterim.

Bu kitapla, anlamlı bir farkındalık kazanabileceğiniz gibi, bundan sonraki ilişkilerinizde sağlıklı bir tercih yapmak ve bu tercihi sürdürebilmek anlamlında, işlevsel bilgiler edinebilirsiniz.

Sevgilerimle..

Merhaba, 

Çocukluk dönemindeki fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarımızın ne denli karşılandığıyla ilişkili olan bağlanma stilleri temel güven ya da güvensizlik duygusu üzerine kurulmaktadır

. 

Hangi bağlanma stiliyle büyütüldüğümüz, ilişkilerimizi de bu bağlanma stillerine göre yönettiğimizi açığa çıkarmaktadır. Tanımladığınız duruma göre kaygılı bağlanma stili geliştirmiş olabilirsiniz. Bu bağlanma stiline göre kişinin insanlara karşı güvenilmez olduğuna karşı inancı çok büyüktür. 

Bağlanma stilinizi tanımaya başlarsanız, bu konuda farkındalıklarınızı arttırarak, başkaları ile yakınlaşmaktan ve duygusal olarak bağlanmaktan kaçındığınız yolları keşfedebilir ve “Kazanılmış güvenli bağlanma” stili oluşturmak için çalışabilirsiniz.

Bu aşamada seçtiğiniz partnerler de size benzer bağlanma stilleri geliştirmiş olabilir. Bir öneri olarak güvenli bir bağlanma stiline sahip bir partner seçerek savunma mekanizmalarınıza meydan okuyabilir ve bu ilişkide kendinizi geliştirebilirsiniz. 

İşe yaramaz ise psikoterapi güvensiz bağlanma kalıplarınızı değiştirmek için yardımcı olabilir. 

Sevgilerle.. 

Güven duygusu her ilişkinin en gerekli ve en temel ögelerinden biri.

Gelişimin erken dönemlerinden itibaren bireyin ebeveynleriyle kurduğu ilişkinin güvenli olması ileriki dönemlerde arkadaşlık ilişkilerinde, iş yaşamındaki ilişkilerinde ve romantik ilişkilerinde karşısındaki kişilerle güvenli ilişkiler kurmasında önemli bir role sahip.

Öte yandan özellikle geçmiş ilişkilerimizden biriktirdiklerimiz, yaşadığımız güvensizliklerimiz biz tamir edemedikçe yeni ilişkimize taşınmaya devam eder.

Yeni ilişkiye başladığımızda eski yaşantılarımız sonucunda oluşan güvensizlik duygusunun zaman zaman karşımızdaki kişiyle olan iletişimimizi olumsuz etkilediğini fark edebiliriz.

Eğer mutsuz bitmiş bir ilişkinin kalıntılarını tamamen arkanızda bırakmazsanız, yeni bir ilişkiyi de bu sağlam olmayan zemin üzerine kurmuş olursunuz.

Özetle çocuklukta anne ve babadan alınamayan güven ya da geçmişte yaşanan bir deneyim sonucu oluşan bir güvensizlik duygusu, bizi başkalarına karşı bir koruma kalkanı içine sokabilir. Burada yapmamız gereken bu duygunun nereden kaynaklandığının farkında olmak.

Merhaba. Bazen kişilere karşı hissedilen güvensizliğin sebebi geçmiş ilişkilerden, geçmişte yaşanan hayal kırıklıklarından dolayı olabiliyor. Geçmiş olumsuz deneyimlerden gelen güven sarsılmalarından dolayı gelecek ilişkilerden uzak durmak isteyebiliyor kişiler, tekrar aynı hayal kırıklıklarını yaşamamak için. 

Eğer sizde de böyle bir durumdan dolayı bir güven sıkıntısı varsa her ilişkinin dinamiğinin ve dolayısıyla güven dinamiğinin de farklı olduğunu kendinize hatırlatmanız iyi olabilir diye düşünmekteyim. Elbette kişilere koşulsuz, tamamen güvenmek değil kast ettiğim şey. Ancak ufak ufak adımlarla o kişiyi tanımaya çalışmak güzel başlangıçlar olabilir. Aynı zamanda ortada bir güven problemi yokken güvenmemek de bir güven problemine sebep olabilir.

Güven konusunda hayal kırıklığına uğramak çok sarsıcı bir deneyimdir. Bundan dolayı kendinizi tedirgin hissetmeniz ve bundan dolayı insanlara karşı birkaç adım geri durmanız anlaşılır bir şey. Bunu ufak ufak adımlarla atlatmaya çalışmak, belki tanıma süreçlerini biraz daha uzun tutarak yavaş yavaş ilerlemek iyi olabilir diye düşünmekteyim.

Aynı zamanda insanlara karşı güvensizlikte bebeklik döneminde bakımverenle (ebeveynlerle) bağlanma şeklinin önemli olabildiğini görebiliyoruz bazı kişilerde. Ancak bu durum sizi tanımadığım için ve buradan da anlaşılması mümkün olmayacağından dolayı kafanızı karıştırmak veya sizi yanlış bilgilendirmek istemem. 

Bu kişilere güvenememe halinin sebebin ne olduğunu bulamıyorsanız, bu durum sizi ve ilişkilerinizi kötü etkiliyorsa, bu durum sizin sosyal hayatınızı, işlevselliğinizi etkiliyorsa bir psikologla online da olsa yüzyüze görüşmek de iyi bir seçenek olabilir. İyi günler dilerim. :)