Haberlerde, sosyal medyada çevremizde gündemde olan konular bizi düşünmeye iter ve ister istemez etkiler. Kendinizi çevrenizdekilerini ve yaşadıklarınızı sorgulamanız gayet normal. Bunun üzerinde düşünüp tartmanız ve böyle bir duruma maruz kalmamak için süzgeçten geçirmeniz ise yaşadığımız dönemde iyi ve istenen bir durum. Burada sorunuzda şiddete meyilli olup olmadığını sormuşsunuz size fiziksel olarak yapılan şakanın ciddiyete dökülmesinden ziyade psikolojik ve duygusal şiddetin de en az fiziksel şiddet kadar önemli ve küçümsenmemesi gereken bir durum olarak görülmesi gerekir. Yani partneriniz duygusal olarak sizi incitiyor ve kırıyorsa burada da şiddete meyilli olduğu söylenebilir. Ancak yapılan el şakasından da kesinlikle şiddete yönelimi var yorumu doğru olmaz. Rahatsız olduğunuz durumu partnerinize açıklamanız gayet güzel ancak belli ki partneriniz bu durumu çok da ciddiye almamış ve tekrarlamış. Tekrar konuşmayı deneyin şakayı yaptığında nasıl hissettiğinizi size bağırdığında ne kadar incindiğinizi ve buna hakkı olmadığını yapıcı bir dille ifade etmenizde fayda var. Partnerinize sizi ciddi derecede rahatsız hissettirdiğini ifade edebilirsiniz. Karşımızdaki kişiye karşı her durumda kendimizi korumamız gerekir. Yani şiddete meyilli olup olmaması sınırlarımızı çizdiğimiz sürece bize verebileceği zararı en aza indirgeyebiliriz. Size bağırmaya hakkı olmadığını, sınırlarınızı ihlal edecek davranışlarda (şaka da olsa) bulunamayacağını, sizi isteklerini karşılayacak biri olarak görmemesi gibi konularda kesin ve net çizgilerinizin olması sizin açınızdan sağlıklı olacaktır. Herkesin bir birey olduğunu özgür alanlarının olması gerektiğini hayatı boyunca onu çekip çeviren öğretmen edasıyla yanında olan birine ihtiyaç duymadığının farkına varması kendisine olan sorumlulukları arasındadır. Bu durumları unuttuğunda sınırlarını ihlal ettiğinde bir müddet sonra şiddeti hak ettiğini düşünür ve bu düşünceden sonra şiddet görmesi neredeyse kaçınılmaz olur. Bu nedenle lütfen birey olarak özgür olduğunuzu ve sınırlarınızı çizmeniz gerektiğini lütfen unutmayın. Sevgiler

Merhaba, zaman zaman her insanın öfkesine yenik düştüğü zamanlar olabiliyor. Fakat önemli nokta bu öfkeyi ne derece kontrol edebildiğimiz ve karşı tarafa isteyerek veya istemeyerek zarar verip vermediğimiz oluyor. Benim erkek arkadaşınızla aranızda geçenlerde iki nokta dikkatimi çekti. İlk olarak hoşlanmadığınızı belirttiğiniz halde yapılan bir el şakasına partnerinizin devam etmesi biraz rahatsızlık verici bir durum. Burada yaşanan şey erkek arkadaşınızın dediği gibi bir şakalaşma bağlamında gerçekleşiyor olsa da ortada rahatsızlık duyduğunuz bir şey var. Bu noktada erkek arkadaşınızın size saygı gösterip bu davranışına engel olması gerekirdi diye düşünüyorum. Eğer erkek arkadaşınızın şiddete meyilli birisi olup olmadığını anlamak isterseniz yaptığı bu hareketi tetikleyen durumu gözlemlemeye çalışın. Onu bu davranışa iten şey nedir? Dediği gibi basit bir el şakası olarak mı ortaya çıkıyor yoksa kasıt sizin canınızı yakmak mı? İkinci olarak şiddet dediğimizde aklımıza ilk gelen şey fiziksel şiddet olsa da bu karşımıza birkaç farklı şekilde çıkabiliyor aslında. Partnerinizin size sesini yükseltmesi, size bağırması aslında öfkesini iyi yönetemediğinin bir kanıtı. Açıkçası bu noktada partnerinizin çevresindeki ilişkilerinde nasıl kibar ve beyefendi olduğunun pek bir önemi kalmıyor. Önceleri küçük tartışmalarla başlayan anlaşmazlıklar, zaman içinde kavgalara dönüşürken, partnerinizin bağırması, gururunuzu incitmesi sözel ve duygusal şiddetin başlangıcını oluşturuyor. Sonuçta iki yetişkin insansanız sorunlarınızı birbirinize sesinizi yükseltmeden, toplum içinde rencide etmeden konuşabilmelisiniz. Benim tavsiyem güvenli ve eşit bir ilişki kurmak için kurallar koyarak sınırlarını korumak. Kuralları koymak, hangi tür davranışları kabul etmeyeceğinizi söylemek ve bu kurallara uymadığında ondan uzaklaşmak ya da ayrılmak sizin güvende olmanızı sağlayacak bir adımdır. Bu sayede şiddetsiz, güvenli, eşit ilişkiler kurabilirsiniz.

Saldırganlık insanın iki temel dürtüsünden biridir. Fakat bizi ilkel 'hayvanlardan' ayıran ve bu dürtünün ehlileşmesine yarayan bir artımız var, 'akıl'. Bu yüzden bu dürtünün varlığına şaşırmaktan ziyade bunu nasıl kanalize edebilirize bakılmalı. Eğer karşımızdaki kişide bir bozukluk dışında hakikaten bir meyil hali varsa, bir dövüş sporuyla ilgilenip bu yıkıcı hali yapıcı bir hale dönüştürebilir. Bunun dışında, yaşadığımız olaylar gerçekten çok talihsiz ve 'acabalarımızın' olması da bir o kadar doğal. Burada dikkat edilmesi gereken, yapılan davranışın süresi ve şiddeti. Bu basit bir el şakası mı, tez canlı bir yapıdan kaynaklanan bir 'parlama' hali mi; yoksa gerçekten hemen hemen her anın bu şiddette geçirildiği bir durum mu, bunun analizini yapmakta fayda var. Bir davranıştan genele yaymak çok da sağlıklı olamayacağından, bir süre gözlem yapmak yararlı olabilir. Buna ek olarak, basit el şakalarını da sevmiyorsanız, sevmiyorsunuzdur ve karşıdan bir saygı görmeniz gerekmektedir. Bu da konuşularak orta yolun bulunabileceğine inandığım bir konu. Tabloya biraz uzaktan bakalım. Sevgiler..